10. Hukuk Dairesi 2016/18556 E. , 2019/4448 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı kabul edilmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulan bozma ilamında “Mahkemece; dava ve uyuşmazlığa konu dönem primlerinin, yukarıda bahsedilen anılan af yasaları kapsamında veya icra takibi sonucu ödenip ödenmediği usulünce araştırılmalı; araştırma sonucu 3780 sayılı Yasa ve 4247 sayılı Af Yasaları kapsamında veya icra takibi sonucu ödendiği anlaşılacak olunursa, anılan devrede 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı saymanın mümkün olduğu gözetilmeli, af Yasası kapsamında yaptığı prim ödemeleri dışındaki ilk prim ödemesini takip eden ay başından itibaren prim ödemelerinin karşıladığı süre kadar isteğe bağlı sigortalı kabul etmek gerektiği” belirtilmiştir.
Dosya içeriğinden, davacının 28.01.1988 varide tarihli giriş bildirgesiyle, 09.12.1987 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edildiği, 09.12.1987 – 31.01.1989 tarihleri arası vergi, 25.12.1987 - 04.05.1992 tarihleri arası sicil, 01.12.1987 - 05.09.1990 tarihleri arası oda kaydının olduğu, Kuruma verdiği 08.07.2008 tarihli dilekçeyle vergi kaydı harici bağımsız çalışması olmadığından vergi kaydına göre sigortalılık talep ettiği ve Kurumun bu talebe göre davacının sigortalılığını vergi kaydını esas alarak belirlediği, dosyada dinlenen ve davacının defterlerini tuttuğunu tanık ...’nın beyanında özetle davacının 1988-1989 tarihleri arası kuyumculuk faaliyetiyle uğraştığını, dükkanını 1989 yılında kapattığını, oda ve esnaf sicil kaydının kapanışının sürüncemede bırakıldığını söylediği, yine Kurumun 2011 yılındaki işlemiyle davacıyı vergi kaydı hariç 01.04.1991 - 31.05.1991 ve 01.11.1994 - 02.03.1995 tarihleri arası isteğe bağlı sigortalı kabul ettiği, davacının dava dilekçesiyle geriye doğru prim ödemesi yaptığından 31.01.1989-04.05.1992 tarihleri arası isteğe bağlı sigortalı kabul edilmesini talep ettiği, Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde isteğin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
1479 sayılı Kanunda, 506 sayılı Kanunun 79. maddesine paralel geçmişe yönelik sigortalılık tesciline imkan veren yasal düzenleme bulunmadığından anılan sigortalılık niteliğine sahip olunmadığı döneme ait prim borçlarının daha sonraki tarihlerde Kurumca hatalı olarak geriye dönük tahsil edilmesi de ilgiliye zorunlu sigortalılık hakkı kazandırmaz. Ancak ödemelerin icra takibi sonucu gerçekleştiği veya 06.03.1992 günü yürürlüğe giren 3780 sayılı Kanun ile 16.05.1997 tarihinde yürürlüğe giren 4247 sayılı Kanun hükümleri (af) kapsamında yatırıldığı hallerde, Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralları çerçevesinde, Kurumun geçmişe yönelik prim borçlarını tahsil edip uzun süre nemalandırmasından sonra, anılan döneme yönelik sigortalılığın iptalinin iyiniyetle bağdaşmayacağı gözetilerek, geçmişe yönelik prim ödemelerinin kapsadığı sürenin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak kabulü gerekir.
1-Hukuk Genel Kurulu"nun 14.11.2007 tarih ve 2007/13-848 Esas 2007/840 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, açılmış bir davanın esasının incelenebilmesi (davanın mesmu, yani dinlenebilir olabilmesi) bazı şartların tahakkukuna bağlı olup, bunlara dava şartları denir. Dava şartlarından bir kısmı olumlu (varlığı mutlaka gerekli); diğer bir kısmı da, olumsuz (yokluğu mutlaka gerekli) niteliktedir. Hakim, önüne gelen bir davada, dava şartlarının mevcut olup olmadığını re"sen gözetmelidir. Olumlu dava şartlarından biri de, davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. Açılmasında davacısı yönünden hukuki yarar bulunmayan bir dava, dava şartının yokluğundan dolayı reddedilmelidir. Mahkemece, dava açılmadan önce kurumca kabul edilen 01.04.1991 - 31.05.1991 süreler yönünden hukuki yarar yokluğundan reddi gerekir.
2-Kurumun kabulünde olmayan 31.01.1989 - 01.04.1991 ve 31.05.1991 - 04.05.1992 tarihleri arası dönem yönünden; primlerin 3780 sayılı Yasa ve 4247 sayılı Af Yasaları kapsamında veya icra takibi sonucu ödenip ödenmediği araştırılarak bu kapsamda ödendi ise anılan devrede 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı saymanın mümkün olduğu gözetilerek önce bozma ilamıda dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemenin yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 16/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.