3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/10388 Karar No: 2019/21977 Karar Tarihi: 02.12.2019
Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/10388 Esas 2019/21977 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesinde görülen bir davanın sonucunda sanık kasten yaralama suçundan mahkum edilmiştir. Mahkemenin verdiği karar temyiz edilince Yargıtay Ceza Genel Kurulu, sanığın yüzüne karşı verilen hükümde temyiz süresinin yanıltıcı bir şekilde belirtilmesi nedeniyle bozmuştur. Ancak sanığın halihazırda sabıkası bulunmakta ve cezaları bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemenin verdiği cezanın yazıldığı şekliyle kalması uygun görülmüştür. Kararda geçen kanun maddeleri şu şekildedir: 5271 sayılı CMK\"nin 232/6 ve 34/2. maddeleri ile 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesi, 5237 sayılı TCK”nin 53. maddesi, 5275 sayılı CGİK\"nin 108/2. maddesi, TCK\"nin 58. maddesi, TCK\"nin 58/6-7. maddeleri, 6723 sayılı Kanun\"un 33. maddesi ve 5320 sayılı Kanun\"un 8/1. maddesi.
3. Ceza Dairesi 2019/10388 E. , 2019/21977 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.01.2007 tarih ve 2007/3-9 Esas, 2007/18 sayılı kararında belirtildiği üzere; 5271 sayılı CMK"nin 232/6 ve 34/2. maddeleri ile 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesine göre kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve şekli kuşkuya yer vermeyecek biçimde açıkça gösterilmesi gerektiği halde; sanığın yüzüne karşı verilen hükümde, temyiz süresinin "tebliğinden/tefhiminden itibaren" başlayacağı belirtilerek sanığın yanıltıldığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki redde ilişkin görüşe iştirak edilmeyerek ve sanığın bir haftalık süreden sonra yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine, ancak; 1) Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas alınan Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 14.03.2013 tarih, 2012/1053 Esas ve 2013/217 Karar sayılı ilamı ile verilen erteli 5 ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyetinden daha ağır cezayı içerir Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.04.2013 tarih, 2012/101 Esas ve 2013/211 Karar sayılı ilamı ile verilen erteli 10 ay hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti olmasına göre, sanık hakkında 5275 sayılı CGİK"nin 108/2. maddesine aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Tekerrüre esas sabıkası olan sanık hakkında TCK"nin 58. maddesi uyarınca cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi ile birlikte TCK"nin 58/6-7. maddesi uyarınca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına da karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerden dolayı 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK’un 322. maddesi gereğince, hükümde TCK"nin 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin paragrafta yer alan "Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 14.03.2013 gün ve 2012/1053 Esas-2013/217 karar sayılı ve 15/04/2013 tarihinde" şeklindeki ibare çıkartılarak, yerine "Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.04.2013 tarih ve 2012/101 Esas, 2013/211 Karar sayılı ve 02.05.2013 tarihinde" ibaresi eklenerek ve TCK"nin 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin paragrafın sonuna "TCK"nin 58/6-7. maddesi uyarınca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına," şeklindeki ibarenin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanığın tekerrüre esas alınan ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 02.12.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.