15. Hukuk Dairesi 2019/2478 E. , 2020/1101 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti. vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekilleri Avukat ...ve Avukat ...ile davalı ... SPA vekili Avukat ... geldi. Diğer davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık davacıya ait gemi için üretilen ana makine ve pervane aksamının geç ve ayıplı teslimi nedeniyle uğranılan zararların ve arıza sonucu geminin kullanılamadığı süre içinde ortaya çıkan kazanç kayıplarının davalılardan tazmini isteminden kaynaklanmakta olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalı üretici ... SPA yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davalı satıcı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti. bakımından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar üzerine davalı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti. yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuş, ...Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nin davalı şirketin istinaf başvurusunu esastan reddine ilişkin hükmü davalı satıcı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti. vekilince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesinde; bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun"un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454"üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle bir dosyada 20.07.2016 tarihinden önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi nihai bir karar verilmiş ise, bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olsa bile o dosyada kesinleşinceye kadar verilecek tüm kararlar HMK hükümlerine göre istinafa tabi olmayıp, doğrudan HUMK hükümlerine göre temyize tabidir. Bu nedenle daha önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi olarak görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmiş ise, bu karar temyiz edilmemiş olsa bile sonrasında dosyanın gönderildiği mahkemece verilen karar dahi HUMK hükümlerine göre temyize tabi olacaktır. HMK geçici 3/2. maddesindeki ilk düzenlemede “aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan” ibaresi değiştirilerek “verilen kararlar” ibaresi getirildiğinden bu değişiklik açıkça bu sonucu gerektirmektedir.
Somut olayda kanun yoluna başvurulan yerel mahkemenin kararı 30.05.2018 tarihli olup, kural olarak istinaf kanun yoluna tabi ise de, öncesinde 09.06.2010 tarihinde İstanbul 12. Asliye
Ticaret Mahkemesi"nin 2010/416 Esas sırasına kayıtlı olarak açılan davada mahkemece uyuşmazlığın deniz ticareti hükümlerinden kaynaklandığı ve İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi"nin görevli olduğundan bahisle 10/06/2010 günü 2010/335 Karar sayısı ile verilen görevsizlik kararının davacı Nabal Denizcilik San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti. vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 24.09.2012 günlü, 2012/10450 E.-14132 Karar sayılı ilamında taraflar arasındaki uyuşmazlığın satım ilişkisinden kaynaklandığı ve 6762 sayılı TTK"nın 4. Kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı bozulmuştur. O halde bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihlerinden önce ilk derece mahkemesince niteliği ne olursa olsun nihai karar verilmiş olduğundan ve verilen görevsizlik kararı Yargıtay tarafından bozulduğundan, ilk derece mahkemesince bozma ilamına uyularak davalı üretici yönünden davanın husumet yokluğundan reddine, davalı satıcı şirket bakımından kısmen kabulüne dair verilen kararın incelenmesinin Yargıtay"da ve 6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddesine göre 1086 sayılı HUMK"nın 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikten önceki 427 ve devamı maddeleri uyarınca yapılması gerektiğinden; Dairemiz temyiz incelemesini yapmakla görevli ve yetkili olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nin 31.01.2019 günlü, 2018/1937 Esas, 2019/145 Karar sayılı davalı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti."nin istinaf başvurusunu HMK"nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddeden kararı yok hükmünde olduğundan, bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle işin esasının incelenmesinde;
Davacı alıcı şirket davasında; İstanbul"da mukim deniz ticareti ile iştigal eden ve sahibi olduğu gemiler ile deniz taşımacılığı sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, iştigal konusu içinde ""ANAN"" isimli yeni bir gemi yaptırdığını, bu geminin makine ve pervane aksamının üreticisinin ... SPA, Türkiye"deki tek yetkili satıcısının da davalı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti. olduğu, davalı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti. ile gemi için ana makine ve pervane sisteminin satın alınmasına dair 26.10.2005 günlü sözleşme imzaladıklarını, sözleşme konusu makine ve pervane aksamlarının geç ve arızalı teslim edildiğini, tüm sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen üretim kusurundan kaynaklanan ayıpların giderilmediğini, arızanın giderilmesine kadar geminin 22.06.2009 ile 27.12.2009 tarihleri arasında atıl vaziyette tersanede kaldığını ve kullanılamadığını iddia ederek geç ve ayıplı teslim sonucu uğradığı zararlarının, gemisinin arızaya bağlı olarak atıl kaldığı ve gemiyi deniz ticaretinde kullanamadığı süre zarfında ortaya çıkan kazanç kaybının, tersane masrafının, ödediği acente bedeli ve römorkör hizmeti bedelinin, fazladan yaptığı yakıt sarfiyatının, fener ve sağlık rüsumu bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 12.06.2014 günü harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile davada talep ettiği 500.000 USD"lik istemini 923.260 USD arttırarak toplam talebini 1.423.260 USD yapmıştır.
Davalı üretici ... SPA cevabında, davacı ile arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, üretici olarak kendisine kusur ve sorumluluk atfedilmesinin mümkün olmadığını, diğer davalı ..."nun ürünlerini Türkiye"de satmakla yetkili tek satıcısı olduğunu, tek satıcılık sözleşmesinde tek satıcı olan ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti."nin kendi ad ve hesabına hareket etmesi nedeniyle davacının tek satıcının imalatçısı olan ... SPA"ya husumet yöneltemeyeceğini, davanın husumet yokluğundan ve esastan reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı satıcı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti. cevabında; dava konusu olayın iki tacir arasında gerçekleşmiş ticari satım akdinden kaynaklandığını ve mülga 6762 sayılı TTK 25/4. maddesi uyarınca altı aylık zamanaşımına tabi olup, zamanaşımı süresi dolduğu için davanın zamanaşımından reddinin gerektiğini, davacı ile imzaladığı 26.10.2005 tarihli sözleşme gereğince imalatçı ve satıcıdan tedarik ettiği teçhizatı davacıya teslim ettiğini, üretici şirketin kendisi olmadığını, sertifikalı ve kapalı paket içinde gelip, davacı alıcıya teslim ettiği maldaki ayıbı bilmesinin mümkün olamayacağını, sözleşmeye göre montaj işlemlerinin davacı tarafından yapıldığını, davacının iddia ettiği arızanın sözleşmede kararlaştırılan garanti süresi içinde meydana gelmediği için sorumlu tutulamayacağını ve davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2012/350 Esasına kaydedilen yargılamada, 02.12.2013 tarihli 2013/308 sayılı Karar ile taraflarının ve sözleşmede niza konusu edilen hususun aynı, dava konusu edilen rakamsal istemin farklı olduğu İstanbul 33. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/137 Esas (İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/330 Esas) sayılı davası ile mahkemede görülmekte olan dava arasında bağlantı bulunduğu, davalarda verilecek hükümlerin birbirini etkileyecek nitelikte olduğu gerekçesiyle fiili ve hukuki irtibat nedeniyle HMK"nın 166. maddesi gereğince davanın İstanbul 33. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/137 Esas sayılı derdest davası ile birleştirilmesine karar verilmiş; birleştirme kararından sonra İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/330 Esas sayılı dosyasında 10.12.2014 günlü celsede her iki davanın tarafları aynı ise de farklı döneme yönelik zararın tazminine ilişkin olması nedeniyle davaların ayrılmasına karar verilmiş, tefrikten sonra iş bu temyiz incelemesine konu İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/1493 Esas sırasında görülen davada mahkemece işin esası incelenerek bilirkişi heyetinden alınan raporlara göre davalı ... SPA"nın pervane sisteminin üreticisi olup, davacı alıcı ile arasında sözleşme bulunmadığından, davacının üretici olan davalı firmaya karşı satım ya da eser sözleşmesine göre talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davalı ... SPA aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davalı satıcı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti.yönünden ise davacı ile davalının imzaladığı 26.10.2005 tarihli sözleşmenin satım ve eser sözleşmesi niteliklerini içeren karma nitelikli bir akit olduğu, ancak davaya konu pervane sisteminin davacıya ait gemiye özel üretim olup, gemiye uygun şekilde imalatının öngörülüp satılması üstlenildiğinden eser sözleşmesi niteliğinin daha belirgin olduğu, davalı satıcı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti.nin hem sözleşmedeki garanti şartları hem de 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 363. maddesinin yollamasıyla 207. maddesi uyarınca imalatta ağır kusur sebebiyle zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 1086 sayılı HUMK"nun 45. ve karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"nın 166. maddesi uyarınca kural olarak aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise, bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren bununla bağlıdır. 6100 sayılı HMK"nın 166/4. maddesine göre davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı varsayılır. Dava konusu olayda tefrik kararı verilen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/330 Esas sayılı dosyada davacı alıcı Nabal Denizcilik ...Tic. Ltd. Şti"nin davalı satıcı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti. ile imzaladığı 26.10.2005 günlü sözleşmeye dayanarak ""ANAN"" isimli gemisi için satın aldığı ana makine ve ekipmanların geç ve ayıplı teslimi nedeniyle uğradığı zararlarının tazmini istemiyle üretici ... SPA ve ürünlerin Türkiye"deki tek yetkili satıcısı olan ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti. aleyhine dava açmıştır. İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/330 Esas sayılı davası ile bu dosyadan tefrik edilerek İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/1493 Esas kaydında yargılaması yapılan bu davada tarafların ve ihtilâf konusu sözleşmenin aynı olduğu, her iki davanın konusu ve tarafları yönünden aralarında bağlantı bulunduğu gibi her iki dava konusu uyuşmazlığın da 26.10.2005 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, bu haliyle davalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği anlaşıldığından, iki davanın birlikte görülmesinde gerek usul ekonomisi gerekse birbiriyle çelişkili kararların ortaya çıkmasının önlenmesi bakımından fayda bulunmaktadır.
Bu durumda eldeki dosya ile İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/330 Esas sayılı dosyası arasında konusu ve tarafları bakımından fiili ve hukuki bağlantı bulunduğundan, biri hakkında verilecek karar diğerini de etkileyeceğinden, mahkemece bu davanın İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/330 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi ve her iki davanın birlikte görülmesi, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/330 Esas sayılı davasında karar verilip, hüküm kesinleşmiş ise, o dosyada kesinleşen olgular da dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, tefrik kararı sonucu dosyanın yeni esas numarasına kaydı ile işin esası incelenerek hüküm kurulması doğru olmamış, kararın açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK 166. maddesi uyarınca birleştirme kararı verilmesi için davalı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti."nin sair temyiz itirazları incelenmeksizin bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: İhtilâf konusu işin esasının incelenmesinde görevli olmadığından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nin 31.01.2019 günlü, 2018/1937 Esas 2019/145 Karar sayılı kararının yok hükmünde sayılarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti."nin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davalı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti. yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 218,50 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalı ... Mak. Dış Tic. Koll. Şti."ye iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.05.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.