23. Hukuk Dairesi 2019/391 E. , 2020/115 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkkili şirkette ve davalı kurumda işçi olarak çalışan ... tarafından ... 1. İş Mahkemesi 2012/819 E. sayılı dosyasında kıdem tazminatı alacağının ödenmesi talebiyle müvekkili şirket ve davalı kurum aleyhine dava açıldığını, dosyada 25/03/2014 tarihinde davanın kabulüne karar verilerek 2014/389 K. sırasına kaydedildiğini, anılan karar ile hüküm altına alınan alacakların ... 4. İcra Müdürlüğünün 2014/5516 sayılı dosyası ile takibi neticesinde toplamda 18.926 TL nin ... vekiline ödendiğini, müvekkilinin davalı kurum sorumluluğundaki miktarı da ödemek zorunda kaldığını, davalının bu hususta ödeme yapmadığını, müvekkilinin ..."ya ödediği miktarda sorumluluğu dışında kalan kısmı hesaplanarak davalı taraftan rücuen tahsili ile şimdilik 500 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesini kabul etmediklerini, uyuşmazlığın çözümü için müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin incelenmesi gerektiğini ayrıca kamu ihale tebliğinin dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin davacı şirkete yapmış olduğu işlerin karşılığını ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı işçi ..."nın hizmet süresinin 3090 gün olduğu bunun 270 gününün davacı şirkette geçtiği, davacı tarafça ödenen miktarın ise 18.926,00 TL olduğu, belediye ve yüklenici firmanın yarı yarıya sorumluluğu kabul edildiğinde davacı şirketin toplan sorumluluk oranının çalıştığı güne göre 826,86 TL olacağını buna göre kendi çalıştırdığı süre dışında 18.099,14 TL"nin fazladan ödediği miktarın yarısı ile ödenen miktar olan 826,86 TL"nin yarısının davalı ... tarafından ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 9.463,00 TL asıl alacak miktarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında
işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
Bu durumda davacı taşeron şirketin işçilik alacağının tamamından sorumlu olduğu gözetilerek mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 15.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.