11. Ceza Dairesi 2018/3501 E. , 2018/4241 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 29.03.2018 tarih ve 2018/126 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 11.04.2018 tarih ve KYB-2018/29868 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgede sahtecilik suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 27/09/2017 tarihli ve 2017/53555 soruşturma, 2017/41363 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 19/11/2017 tarihli ve 2017/6186 değişik iş sayılı kararının "5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda, müştekinin 16/11/2015 tarihli emniyette verdiği ifadesinde yer alan, kardeşi olan şüpheli ile aralarında husumet olması sebebi ile müştekinin herhangi bir senet vermediği ve imzalamadığı halde, şüpheliye olan borcu karşılığında 24/02/2014 ödeme tarihli 5.500.000,00 Türk Lirası bedelli senet verdiğinden ve borcunu ödemediğinden bahisle müştekinin hesaplarına haciz konulduğu ancak bu kadar büyük bir parayı şüpheliden almadığı, ayrıca anılan senedin de matbu bir senet niteliğinde olmayıp, A4 kağıda atılan açığa imzanın üzerinin sonradan doldurulması şeklinde olduğu yönündeki iddiaları karşısında, her ne kadar Adli Tıp Kurumu 15/08/2017 tarihli ve 69191 uzmanlık numaralı raporuna göre, mürekkep yazı yaşı tayinine ilişkin yeterli teknik imkan bulunmadığına yönelik rapor tanzim edilmiş ise de, yazı/mürekkep yaşı tayininin günümüz koşullarında emniyet ve jandarma kriminal polis laboratuvarları tarafından yapıldığı anlaşılmakla; yazı yaşı tayin edilerek sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
UYAP ortamından temin edilen nüfus kayıt örneğine göre, şüpheli ...‘in inceleme sırasında, 16.04.2018 tarihinde vefat ettiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 64. maddesi uyarınca, bu aşamadan sonra soruşturma yapma ve dava açma olanağının kalmaması nedeniyle, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen 27.09.2017 tarih ve 2017/53555 soruşturma-2017/41363 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği’nin 19.11.2017 tarih ve 2017/6186 Değişik İş sayılı kararı sonucu itibarıyla doğru olduğundan, kanun yararına bozma isteminin CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 07.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.