![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2015/7244
Karar No: 2016/5128
Karar Tarihi: 21.11.2016
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/7244 Esas 2016/5128 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-... 2-... 3-...
4-... 5-... 6-...
7-... 8-...
DAHİLİ
DAVALILAR : 9- ... 10- ...
11- ... Vek. Av. ...
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş olup, tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan ... 471 ada, 21 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bir bloktan oluşan bodrum kat hariç zemin kat dahil 5 normal katlı ve har katta 2 daire, bodrumda l dükkan, zeminde 2 daire olmak üzere toplam 11 bağımsız bölümlü bina inşa edileceğini, sözleşme uyarınca yapılacak binada....normal katta girişe göre sağdaki daire, ..."na 3. normal kattaki girişe göre sağdaki daire, .... normal kattaki girişe göre sağdaki daire, ..."e ise 5. normal katta girişe göre daire verileceğini, arsa sahiplerinin sözleşme gereğince bağımsız bölümlerini almalarına rağmen davalı arsa sahipleri tarafından ...sayılı dosyası ile taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve tapu iptali davası açıldığını, yargılama neticesinde taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile 21 parsel sayılı taşınmazdaki yüklenici davacıdan hisse almış olan...adlarına olan tapu kaydının iptaline ve sözleşmenin feshine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, sözleşmenin feshi ile davacıya ait 1.bodrum kattaki işyerinin de tapu kaydının iptal edildiğini, davacının sözleşmenin feshi nedeniyle sözleşme gereğince alması gereken l.bodrum kattaki işyerinden mahrum kaldığını, bu yerin tapu kaydının arsa sahiplerine ve haleflerine geçtiğini, sözleşme gereğince alması gereken l.bodrum kattaki işyerini alamadığından dolayı maddi zararı oluştuğunu ileri sürerek, işyerinin değerinin
.../...
S.2
bilirkişi marifeti ile tespiti ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, zira dayandığı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini, sözleşme gereğince davacının bir işyeri ve altı daireyi sattığını, bu şekilde toprak sahipleri aleyhine sebepsiz zenginleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu dairenin 21 parsel üzerine yapılan binanın bodrum katı olduğu, davacı tarafından daha önce hisse satışı yapılmış olduğu, hatta sattığı kişilerin hala dairelerini kullandığı, bodrum katın projeye aykırı yapıldığı, binanın ortak kullanım alanı olduğu, ... Başkanlığı"nın verdiği cevapta binanın mevcut hali ile mevzuata uygun hale getirilmesinin mümkün olmadığının bildirildiği, bodrum kattaki dairenin projeye aykırı yapıldığı, sözleşmenin feshedildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar vermiştir.
Kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-6100 sayılı Kanun"un 184. maddesine göre, hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder.
Tahkikatın bittiğinin tefhiminden sonra, sözlü yargılama aşamasına geçileceği konusunda şüphe yoktur. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus, tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği celseden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için yeni bir gün tayininin zorunlu olup olmadığı hususudur.
Sözlü yargılama 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 186. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir." hükmünü amirdir.
Bu maddede, taraflara davetiye çıkarılacağı belirtilmiş ise de, HMK"nın 184. maddesine uygun olarak, tarafların tamamının hazır olduğu yargılama sırasında, hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verip, tarafların bütün tahkikat hakkındaki açıklamalarını dinleyip, tahkikatı gerektiren bir hususun kalmadığını belirledikten sonra, yüzlerine karşı tahkikatın bittiğini tefhim etmişse, sözlü yargılama hakkında da görüşlerini sorması gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, taraflardan bir kısmının hazır olmaması veya hazır olan taraflardan biri ya da tamamının, mahkemeden sözlü yargılama için duruşma günü tayin edilmesini istemeleri halinde, sözlü yargılama için HMK"nın 186. maddesine uygun olarak duruşma günü belirlenmesi ve bu durumun duruşmada olmayan taraflara meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesi gerekir.
.../...
S.3
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, tarafların tamamının hazır ve sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesini istemediklerini beyan etmeleri halinde, bu husus duruşma tutanağına yazıldıktan sonra, sözlü yargılamaya geçilir, taraflara HMK"nın 186/2. maddesine göre son sözleri sorulur, son sözleri dinlendikten sonra, mahkeme hükmünü verir.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekilinin bulunmadığı 22.04.2015 tarihli celsede duruşmaya son verildiği belirtilerek hüküm verilmiştir. Yukarıdaki açıklanan yasal düzenlemelere uyulmadan hüküm kurulması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Mahkemece, bu hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer, katılma yoluyla davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer, davalılar vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde davacıya ve dahili davalılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.