14. Hukuk Dairesi 2016/9598 E. , 2018/4655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, 16.06.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davacı ... oğlu ..."nun dedesi olan ..."nun babası Halit"in mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, murisin ne zaman yaşadığı ve öldüğü, kaç evlilik yaptığı, kaç çocuğu bulunduğunun belirlenemediği, yapılan tüm araştırmalara rağmen kendisini veya mirasçılarını bilen veya tanıyan kimselerin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, mirasçılık belgesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir.
Bir davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, taraflardan delillerinin sorulup saptanması, gösterilecek ve davanın sonucunu etkileyecek tüm delillerin eksiksiz toplanması, ilgili yerlerden gerekli belgelerin getirtilmesi, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekir. Bunun yanında mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle bu tür davalarda resen araştırma prensibinin uygulanacağı, mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının sadece kendisinin mirasçı olduğunu, bir başka deyişle kendisi ile miras bırakan arasındaki soybağını kanıtlamak zorunda olduğu, başka mirasçı bulunup bulunmadığının ve miras paylarının ise mahkemece resen belirleneceği de kuşkusuzdur.
Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 30. maddesi hükmünde; doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir.
Somut olayda mirasçılık belgesi, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 348 ada 8 parsel ve 347 ada 21 parsel sayılı taşınmazlarla ilişkilendirilerek talep edilmiştir. 348 ada 8 parsel sayılı taşınmaz malikine ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi‘nin 2014/404-563 E. K. sayılı kararıyla kayyım atandığından, öncelikle kayyıma husumet yöneltilerek taraf teşkili sağlanmalıdır. Sonrasında; 348 ada 8 parsel ve 347 ada 21 parsel sayılı taşınmazların dayanağı olan hesap 9/448, Tahrir 4136 sayılı vergi kaydı getirtilmeli, tarafların gösterceği tüm deliller de toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.