17. Hukuk Dairesi 2016/14588 E. , 2019/6215 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, tek taraflı kaza sonucunda aracın içinde bulunan davacı yolcunun yaralandığını belirterek, fazlaya dair haklarını saklı tutmak kaydıyla 10.000,00 TL iş göremezlik zararını talep etmiş, talebini 28.11.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya dair hakkını saklı tutmak kaydıyla 27.486,64 TL’ye yükseltmiş, 11.04.2016 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile talebini 41.370,71 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 41.370,71 TL"nin dava tarihi olan 23/05/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Gerek HUMK. 83 ve devamı maddesi gerekse 6100 sayılı HMK"nın 176 ve devamı maddelerinde ıslah kurumu
ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Yargılamaya hakim olan ilkelerden olan “taleple bağlılık ilkesi” 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesinde (6100 sayılı HMK m. 26) düzenlenmiş olup, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. HUMK"nın 83. (6100 sayılı HMK m. 176), maddesinde ise ıslah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltilmesidir. Islahın amacı, yargılama süresinde, şekli ve süreye aykırılık sebebi ile ortaya çıkacak maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmaktır. Bununla birlikte talep miktarı ıslah ile arttırılabilecektir. Ancak taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Buna göre tarafların, yargılama usulüyle ilgili bir işlemini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ancak aynı dava içerisinde bu yola sadece bir kez başvurabileceği belirtilmiştir.
Somut olayda davacı açmış olduğu kısmi davada fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL maddi tazminat talep etmiş, 28/11/2013 tarihli birinci ıslah dilekçesi ile talebini 27.486,64 TL’ye yükseltmiş, davacı alınan ek rapora göre 11/04/2016 tarihli ikinci ıslah dilekçesi ile 41.370,71 TL’ye yükseltmiştir. Mahkemece yargılama sonucu ikinci ıslah dilekçesi de gözetilerek 41.370,71 TL maddi tazminata hükmedilmiştir. Kısmi davada ancak bir kez ıslah yapılabileceği hususları gözetildiğinde, mahkemece davacı yönünden ikinci ıslah dilekçesine göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.