16. Hukuk Dairesi 2016/11122 E. , 2019/8905 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ...Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 128 ada 8 parsel sayılı 835,60 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak vasfıyla; 137 ada 33 parsel sayılı 3.651,87 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, ırmak yatağı vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların payları oranında ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Çekişmeli 128 ada 8 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, mahallinde yapılan keşif sonrasında alınan ziraatçı bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın uzun süredir sürülmemiş olduğu ve üzerinde çok yıllık bitki ve taş olduğu belirtilmiş olup, dosya arasında bulunan ve çekişmeli taşınmaza ait olduğu bildirilen fotoğraflara göre de, taşınmazın içerisinde taş ve kayalar bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava konusu taşınmazın imar-ihya edildiğinden ve dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde düzenlenen zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Hal böyle olunca, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
2- Çekişmeli 137 ada 33 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, mahallinde yapılan keşfe jeolog bilirkişi götürülmeden ek rapor alınmak suretiyle jeolog bilirkişinin bilgisine başvurulmuş, tek kişilik ve yetersiz ziraatçı bilirkişi raporu ile yetinilmiş, dava konusu taşınmaza komşu parseller başka davanın konusu olmalarına rağmen bu husus üzerinde durulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, kadastro tespit tarihinden (2004) 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı tarihlerde çekilmiş en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı ile temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları ve taşınmazı çevreleyen tüm taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları ile varsa dayanağı kayıtlar ve başka davanın konusu iseler ilgili dava dosyaları getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, 3 jeolog bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulunun katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında oluşacak çelişkilerin ve önceki keşiflerdeki mahalli bilirkişi ve tanık sözleri arasındaki çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, dava konusu taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün cinsini bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir; jeolog bilirkişi kurulundan ise, taşınmazın ırmak yatağı olup olmadığını ya da ırmaktan kazanılıp kazanılmadığını, ırmağın etki alanında kalıp kalmadığını belirleyen, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve varsa dayanaklarıyla denetlenmeli, dava konusu iseler dava dosyaları ve bilirkişi raporları değerlendirilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi bilirkişisinde ise, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığını ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğunu açıklayan rapor düzenlettirilmeli, temin edilebilen en eski ve kadastro tespit tarihine yakın tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli; fen bilirkişiden, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye elverişli kroki ve ayrıntılı rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.