12. Ceza Dairesi 2018/6906 E. , 2020/4480 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : 1-Sanık ... hakkında beraat
2-Sanıklar ... ve ... hakkında TCK"nın 85/2, 62, 50/4, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanık ..."nin beraatine, sanıklar ... ve ..."ün mahkumiyetine ilişkin hükümler sanıklar müdafileri ile katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/5. maddesinde yer alan, "Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda beşinci fıkra kapsamına girecek şekilde bilinçli taksir halinin gerçekleşmediği, müştekiye ait tedavi evrakları ile adli raporlar incelendiğinde, olay günü hastanede tedavisi başlanan ve hayati tehlikesi ile birlikte hayat fonksiyonlarına ağır derece etkili kemik kırığı meydana gelecek şekilde yaralanan müştekinin en son 03.12.2007 tarihinde hastaneden taburcu olduğu, kendi beyanına göre 1 yıl hastanede tedavi gördüğü esas alınsa dahi, müşteki adına vekalet sunan vekilin vekaletname tarihi 05.11.2008 olmasına rağmen, müştekinin ilk kez talimat mahkemesi kanalı ile 14.07.2010 tarihinde alınan beyanında şikayetçi olduğunu belirttiği, müştekinin 19.10.2007 tarihli eylem nedeniyle 14.07.2010 tarihinde 6 aylık süre geçtikten sonra şikayette bulunması sebebiyle kamu davasına katılma ve hükmü temyiz hakkı bulunmadığından, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca müştekinin temyiz isteminin isteme aykırı olarak REDDİNE;
2-Sanık ... hakkındaki hükme yönelik sanık müdafinin temyiz isteminin vekalet ücreti ile sınırlı olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Beraat eden sanık ... kendisini vekil ile temsil ettirmesine rağmen beraat eden sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi;
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin devamına ""Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca 3000 TL maktu vekalet ücretinin hazineden alınarak sanık ..."ye verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA;
2-Sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik sanıklar müdafinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Toki tarafından üstlenilmiş olan ... İnşaat şirketinin müteahhidi ... İnş. AŞ ve ... Gayrimenkul AŞ"nin, Toki"den ihale ile aldığı "İstanbul Bahçeşehir IV. Bölge Toplu Konut Alanı 408 adet bağımsız bölüm konut-ticaret, ada içi alt yapı ile çevre düzenlemesi inşaatı" işini ... İnşaat A.Ş."ye verdiği, ... İnşaat A.Ş."nin de bu işe ait "tünel kalıp, temel ve konvansiyonel kalıp yapılması" işini ... İnşaat Ltd. Şti."ne verdiği, inşaat mühendisi olan sanık ..."ün ... İnşaat firmasının sahibi ve aynı zamanda şirket müdürü, sanık ..."nin ise ... İnşaatın şantiye sorumlusu oldukları, ancak sanık ..."nin bu konuda gerekli olan eğitimlerden yoksun olarak çalıştırıldığı, üçü de ... İnşaat firmasının işçisi olan ölen işçi ile yaralı işçilerin, olay günü ... İnşaat şantiyesinde 2.5 metre yükseklikte, 6 metre uzunluğunda ve birer ton ağırlığında olan, ayrıca aralarında 2 metre mesafede birbirine paralel duran dik vaziyetteki 2 adet çelik kalıptan birine kaynak yapıldığı sırada dengesi bozulan kalıplardan birinin diğerine çarpıp devirmesi sonucu, matkapla delik delmekte olan üç işçinin üzerine düşmesi şeklinde meydana gelen ve bir kişinin ölümü ile birlikte, birisi nitelikli olmak üzere iki işçinin de yaralandığı olayda;
Dosyada mevcut teknik bilirkişi raporlarında da ayrıntılı şekilde ifade edildiği üzere; devrilmenin; toprak zemine tam oturtturmama nedeniyle iş eğitimi eksikliğinden, en azından düşme riski olan tarafa destekleme yapılmaması veya vinçle askıya alma gibi tedbirlerin alınmaması nedeniyle donanım ve iş güvenliği tedbirleri eksikliğinden ve iş güvenliği bakımından eğitim eksikliğinden kaynaklandığı; işin yapılmasının ve iş güvenliği kurallarına uyulup uyulmadığının kontrol edilmesi ve gerekirse çeşitli yaptırımlarla bunlara uyulmasının sağlanmaması konularında uygulama ve kontrol noktasında sorumluluğu bulunan sanık ..."ün tüm bu sebeplerle asli kusurlu; şantiye şefi olmasa da ... İnşaat firmasının işçilerinin iş güvenliği açısından kurallara uyulup uyulmadığı noktasında davranışlarını kontrol etmekle yükümlü olan sanık ..."nin tali kusurlu olduğu kabul edilerek;
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafilerinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA; 09.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.