19. Hukuk Dairesi 2016/2709 E. , 2016/9914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
ASIL VE BİRLEŞEN Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten
ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, davalı ... Belediyesinin maliki olduğu davalı şirkete 10 yıl süreli olarak kiralanan ve tapuya şerh verilen taşınmaz üzerinde müvekkili lehine tesis edilen 10 yıl süreli intifa hakkı bedelinin davalıya ödendiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak Rekabet Kurulu kararına istinaden geçersiz kalan bakiye süreye karşılık gelen 1978,37 TL intifa ivaz bedelinin iktisap ettiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV"sinin davalı ..."den tahsiline, ayrıca anaparanın davalının yedinde kaldığı sürece semeresi olarak hesaplanan 7055,33 TL nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV"si ile birlikte, son olarak istasyon zemin betonu ve istasyon bina inşaatı gibi sabit yatırım bedeli olarak hesaplanan 119.850,59 TL"nin iktisap tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı bayi tarafından işletilen akaryakıt istasyonuna yapmış olduğu sabit yatırım bedelinin geçersiz ve müvekkili şirket tarafından kullanılamayacak intifa süresine karşılık gelen kısmının 18.09.2010 tarihi itibariyle güncelleştirilmiş değeri olan 10.614,18 TL nin 18.09.2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV"si ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, iş bu davada sebepsiz zenginleşmeden doğan 1 yıllık zamanaşımı ve genel zamanaşımı süresi olan 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, anlaşmanın sona ermesinde müvekkili belediyenin kusuru bulunmadığını, müvekkili belediyeden talepte bulunulamayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen kök ve ek raporlara göre; davacı ile davalı arasındaki sözleşmelerin dava tarihi itibariyle yürürlükte olduğu, davaya konu bayiilik sözleşmesinin Rekabet Kurulunun 2002/2 sayılı kararında yer alan 18/09/2005 tarihinden sonraki tarih olan 01.10.2006 tarihinde düzenlendiği ve yine Rekabet Kurulunun kararında yer alan 18/09/2005 tarihinden sonra düzenlenen sözleşmelerdeki sözleşme süresi ne olursa olsun grup muafiyetinin 5 yıl süre için yer alacağının bildirilmesine rağmen 5 yıllık sürenin sonu beklenmeden, sözleşmenin davacı tarafından Rekabet Kurulunun 2002/2 sayılı kararı uyarınca geçersiz hale geldiğinden bahisle sona erdirildiği, sözleşmenin 31. ve 32. maddelerinde belirtilen fesih nedenlerinden biriyle sona erdirilmediği gibi, davalı tarafından haksız feshin de söz konusu olmadığı, davacı ödediğini beyan ettiği 25.000,00 TL kira ivazı karşılığı olarak da alacak talep etmiş ise de, bu bedeli ödediğine ilişkin herhangi bir yazılı belge sunamadığı, davacının dayandığı protokolün 2, ve 7. maddelerinde de bu bedelin ödendiğine ve davalı şirket tarafından alındığına ilişkin açık bir ibare bulunmadığı bu nedenlerle davacının talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın ve birleşen davanın davalı şirket yönünden esastan reddine, davalı ... Belediyesi hakkındaki dava yönünden ise davacı ile davalı ... arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı, davalı belediyenin davacıya karşı herhangi bir taahhüdünün olmadığı, dolayısıyla davalı belediyeye husumet düşmediği gerekçesiyle her iki davanın davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 02/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.