10. Hukuk Dairesi 2016/18506 E. , 2019/4424 K.
"İçtihat Metni"... Başkanlığı adına Av. ... ile 1- ... Mermer Mad. İnş. San. Tic. A.Ş. 2- ... adlarına Av. ... 3- ... 4- ... 5- ... 6- ... 7- ... aralarındaki dava hakkında ... İş Mahkemesi"nden verilen 03.06.2016 günlü ve 2010/310-2016/356 sayılı hükmün davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü;
Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, artık, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir.
Eldeki dosya incelendiğinde, davalı ...’na ve davalı ...’a yapılan gıyabi hükme dair tebligatların, belirtilen mevzuat hükümlerine aykırı şekilde tebliğ edildiği, ...’na yapılan tebligat parçasında, sadece kardeşine tebliğ yapıldığına dair kayıt bulunmakla, adı geçen davalıya neden tebligat yapılamadığı, nerede olduğu, tebliğ yapılan kişinin davalıyla aynı evde ikamet edip etmediği ve tebliği almaya ehil olup olmadığına dair hiçbir ibarenin bulunmadığı, bunun yanında davalılardan ...’a gerekçeli hükmün normal tebligat çıkartılmadan doğrudan mernis adresi yazılmak suretiyle Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesi çerçevesinde mahalle muhtarına tebliğ edilmek suretiyle tebliğinin söz konusu olduğu ve bu şekildeki tebliğlerin geçersiz olduğu tespit edilmiştir. Buna göre yapılan tebligatların usulsüz olduğu anlaşılmakta olup, mahkemece; gecikmeye ve yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin, verilen gıyabi hükmün adı geçen davalılar hakkında yapılacak araştırma ile adres kayıt sisteminde yazılı adreslerine Tebligat Kanununun 16-17 ve 21. maddelerine göre usulünce tebliğ edilerek; temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.