14. Hukuk Dairesi 2015/16211 E. , 2018/4639 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.10.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı, 237 ada 11 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, 237 ada 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını dava ve talep etmiştir.
Davalı ... ve davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddine, ... ili ... ilçesi ... mahallesinde bulunan davacı adına kayıtlı 237 ada 11 parsel lehine araç yoluna ulaşım bakımından ... ili ... ilçesi ... mahellesinde bulunan tapuda davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."nun murisleri ... adına kayıtlı 237 ada 5 parsel aleyhine zeminde mevcut patika yolun fen bilirkişisi..."in 09/06/2015 havale tarihli krokili raporunda (A) harfi ile kırmızı taralı olarak gösterilen şekilde 24,18-m2 genişletilmesi suretiyle geçit hakkı tesis edilmesine, zeminde mevcut patika yolu daraltan fen bilirkişisi ..."in krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen taş duvarın kaldırılmasına, geçit hakkı bedeli olarak yatırılan 360,72-TL"nin miras payları oranında davalılara karar kesinleştiğinde ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan herkes davada taraf ehliyetine de sahiptir. Aynı Kanunun 51. maddesine göre de, dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. 4721 sayılı TMK’nın 9. maddesine göre, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. Aynı Kanunun 10. maddesine göre de ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.01.1976 günlü ve 477/12 sayılı kararına göre, davada taraf olma ehliyeti, medeni haklardan yararlanma hakkının bir sonucudur. Kısıtlanan kimse; medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun bulunması nedeniyle her ne kadar kendisi dava açamaz ise de sözü edilen haklardan yararlanma ehliyetini haiz bulunduğundan aleyhine dava açılabilir. Ancak, davalının kısıtlı olduğunun mahkemece öğrenilmesi halinde re"sen kanuni mümessile tebligat yapılması gerekir.
Somut olaya gelince; dosya içerisindeki ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/279 E. - 2008/386 Karar sayılı kararıyla davalılardan ..."in kısıtlandığı, vasi olarak kendisine davalılardan ..."in atandığı anlaşıldığından, dava dilekçesinin ve gerekçeli kararın vasi adına tebliğe çıkarılması gerekirken dava dilekçesinin kısıtlı adına tebliğe çıkarılması, taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
19.06.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.