Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/6811 Esas 2019/16344 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/6811
Karar No: 2019/16344
Karar Tarihi: 14.11.2019

Kişilerin huzur ve sükununu bozma - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/6811 Esas 2019/16344 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Yerel mahkeme, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanığa 900 TL para cezası verdi. Ancak kanuna göre bu suç için doğrudan adli para cezası verilemiyor ve hapis cezası seçenekleri bulunuyor. Bu nedenle temyiz incelemesi yapıldı ve hükmün bozulmasına karar verildi. TCK'nın 123. maddesi gereği, sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı davranılması halinde faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilebilir.
18. Ceza Dairesi         2018/6811 E.  ,  2019/16344 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
    HÜKÜM : Temyiz isteminin reddi

    KARAR
    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Ceza Genel Kurulu"nun 10/03/2009 gün ve 43-56, 14/04/2009 gün ve 238-94 ile 29/09/2009 gün ve 173-209 sayılı kararlarında da açıkça vurgulandığı gibi, kesin nitelikteki hükümler ancak kesinlik sınırını aşar nitelikte yaptırım içermek şartıyla, suç vasfına yönelik ya da suç niteliği doğru belirlenmesine rağmen yanılgılı bir uygulama ile kesinlik sınırı içinde kalan cezaların verildiği hükümler temyiz denetimine konu olabilecektir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, Yerel mahkemece sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan doğrudan 90 gün sonucu verilen 900 TL adli para cezası, karar tarihi de göz önünde bulundurulduğunda, 1412 sayılı CMUK"nın, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 305. maddesi gereğince kesin nitelikte bulunmaktadır. Ancak Yerel Mahkemece kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunda doğrudan adli para cezası verilemeyeceği gözetilmeyerek hüküm kurulurken yanılgıya düşülmüştür. Bu nedenle kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna ilişkin hükmün temyiz incelemesine tabi olduğu kabul edilerek, tebliğnamedeki temyiz isteğinin reddine dair düşünceye iştirak edilmeyerek, temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    TCK"nın 123. maddesinde, "sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir." şeklindeki düzenleme karşısında, kanun hükmünde seçimlik ceza öngörülmemesine rağmen sanık hakkında doğrudan adli para cezasına hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken aleyhe temyiz olmadığından, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.