Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13239
Karar No: 2015/6103
Karar Tarihi: 13.04.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/13239 Esas 2015/6103 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/13239 E.  ,  2015/6103 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/02/2014
    NUMARASI : 2008/345-2014/127

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar vekili, davalının 12.02.1992 tarihinde müvekkillerine harici el senedi ile, Antalya ili, .. Kasabası, .. Mevkinde bulunan 2129 parselin her biri 500 m2 üzerinden iki parselini o tarihte 18 milyon liraya sattığını, davalının maliki olmadığı parseli müvekkillerine sattığını, sebepsiz olarak zenginleştiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla arsanın bugünkü değeri olan 50.000,00 TL"nin davalıdan faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, hesap bilirkişisi E.. Ö.."nün raporunda, sözleşme tarihinde verilen 18,00 TL" nin ABD doları, Alman Markı, TÜFE, Azami yıllık mevduat ve altın fiyatları yönünden yapılan değerlendirmesi sonucu ortalama değerinin dava tarihi itibariyle 43.262,77 TL olduğunu bildirdiği ancak bu hesaplama içerisine dahil ettiği azami yıllık vadeli mevduat hesaplamasının olayın oluş şekli ve hesaplama kurallarına uygun olmadığının görüldüğü, bu bölümün çıkartılması suretiyle bulunan miktarın ortalamasının alındığı belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile 6.574,02 TL" nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, ifa imkansızlığı sonucu oluşan sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat davasıdır.
    Somut olayda, davacılar ile davalı arasında 12/02/1992 günü yapılan adi sözleşme ile, Antalya ili, .. Kasabası, .. Mevkinde bulunan 2129 parselin her biri 500 m2 üzerinden iki parselini 18,00 TL"ye satıldığı, 31 Mayıs 1993 tarihine kadar her iki davacı için 500 m2 arsanın Varsak 2129 parsel sayılı taşınmazdan davacılar adına intikalinin yaptırılacağı, karşılığında 12,00 TL ödeneceği, 31/05/1993 tarihine kadar bu işlemin yapılmaması durumunda ise alınan paranın 32,00 TL olarak geri iade edileceği hususunun kararlaştırıldığı ancak söz konusu taşınmazın kadastro tespitinde Hazine adına kayıtlı olması nedeni ile vaki davalının itirazı üzerine Antalya Kadastro Mahkemesinin 1989/1405 esas 1992/1599 karar sayılı ilamı ile davanın reddedildiği, bu kararın 01/10/1993 tarihinde kesinleştiği, bu şekilde yapılan sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği anlaşılmıştır.
    Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi şekilde yapılmadığı için Medeni Kanunun eski 634. md, yeni 706 md., BK.213 md., Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi, taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilir. Bu husus mahkemenin de kabulündedir.
    Geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğü bulunduğunu ifade eder.
    Bilindiği gibi ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri (alım gücü) de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür. Belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir.
    Bugüne kadar uygulanan kurallara göre geçersiz sözleşme gereğince alıcının akit tarihinde verdiği paranın aynı miktarda iadesine karar verilmesi, gerçek hayatta büyük sarsıntılara, tutarsızlıklara, adalete karşı var olması gereken güvenin sarsılmasına neden olmuş, kamu vicdanında haklı eleştiri konusu yapılmıştır.
    Davacıların davalıya ödemiş olduğu bedelin iadesine karar verilirken, denkleştirici adalet kuralının gözardı edilmeyerek satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekmektedir. Ancak, burada denkleştirme yapılırken, iade alacaklısının geçersiz sözleşmenin ifa edilmeyeceğini öğrendiği tarihe dikkat edilmelidir. İade alacaklısının geçersiz sözleşmenin ifa edilmeyeceğini öğrendiği tarihte iade kapsamını tespitte önemli olduğu unutulmamalıdır. Zira, geçersiz sözleşmenin artık ifa edilmeyeceğini bile bile haksız zenginleşmenin iadesini istemeyen alacaklı, zararının artmasına kendisi sebep olacağından bu artan zararını iade borçlusundan isteyememelidir.
    Mahkemece yargılama sırasında düzenlenen 25.08.2010 tarihli Bilirkişi Raporundaki hesaplamanın hatalı olduğu belirtilmiş, rapor hükme esas alınmamış ve hesaplama mahkemece yapılmış olup, yapılan bu hesaplama da taraf ve Yargıtay denetimine elverişli değildir.
    Hal böyle olunca; mahkemece, taraflar arasındaki harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince ödenen bedelin, ifanın imkânsız hale geldiği tarih itibariyle enflasyon, üretici ve tüketici fiyatları endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında konusunda uzman bilirkişi veya kurulundan hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak belirlenmeli ve bu miktara hükmedilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi