4. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/16729 Karar No: 2016/2566 Karar Tarihi: 29.02.2016
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/16729 Esas 2016/2566 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2015/16729 E. , 2016/2566 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/02/2015 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; idari yargı görevli olduğundan davanın usulden reddine dair verilen 03/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yol üzerinde bulunan çukura davacıya ait aracın düşmesi neticesinde araçta meydana gelen hasarın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından vekalet ücretiyle sınırlı olarak temyiz edilmiştir. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2 maddesinde; “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.” biçiminde düzenleme yapılmıştır. Yukarıda belirtilen 6100 sayılı HMK’daki düzenleme, hiç kuşkusuz adli yargı yerinde görülecek davalarda ve adli mahkemeler arasındaki görevsizlik kararlarında uygulanmalıdır. Açıklanan maddede “davaya bir başka mahkemede devam edilmesi” hali düzenlenmiştir. Oysa yargı yolu bakımından görevsizlik kararlarında, davaya başka bir mahkemede devam edilmesi söz konusu olmayıp, kendine has usul kuralları bulunan farklı yargı yerinde yeniden açılan bir dava söz konusudur ve bu dava adli yargı yerindeki davanın devamı niteliğinde değildir. Bu durumda, “yargı yolu bakımından görevsizliğe” dair verilen kararla birlikte; davalı vekili lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"ne göre vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu yönde karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın HUMK"un 438/son maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle, hüküm fıkrasına yeni bir bent olarak “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"ne göre 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine” biçimindeki söz dizisinin eklenmesine; kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.