Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16930
Karar No: 2018/13080
Karar Tarihi: 03.10.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/16930 Esas 2018/13080 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/16930 E.  ,  2018/13080 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava,vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, yurt dışında yaşadığını, birtakım sorunlarla ilgilenmesi için kardeşi davalı ...’i vekil tayin ettiğini, bilgisi ve rızası dışında 1576,1225,657,1883,605,790 ve 735 parsel sayılı taşınmazların davalılara devredildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar ...,... ve ..., taşınmazların bedeli ödenerek satın alındığını, davacının devirden haberdar olduğunu ve diğer davalı vekil ... ile işbirliği içinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... 4. Noterliği 14.04.2000 tarih 11651 yevmiyeli vekaletname ile davacının satış yetkisini de içerir biçimde kardeşi davalı ...’i vekil tayin ettiği, 02.11.2000 tarihli akitle çekişme konusu 1883 ada 8,9,10 nolu bağımsız bölümler, 605 parsel sayılı 35.449m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmaz ve 1225 parsel sayılı 235m2 miktarlı ev nitelikli taşınmazın, 02.11.2000 tarihli ayrı bir akitle dava dışı 94 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu 1576 parsel sayılı (imar işlemi neticesinde 5249 parsel sayılı 4.817,54m2 miktarlı arsa ve 5250 parsel sayılı 1.959,26m2 miktarlı kargir depo ve arsa nitelikli taşınmazlar) taşınmazın, 03.11.2000 tarihli akitle dava konusu 657 parsel sayılı taşınmazda bulunan 7,8,9,10 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin vekil ... tarafından davalı ...’ya satış suretiyle devredildiği, 09.12.2003 tarihli akitle 790 parsel sayılı 1.882,40m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmaz ve 735 parsel sayılı 6.159m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazın vekil ... tarafından davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiği, davalı ...’in taşınmazları 12.08.2009 tarihli akitle davalı ...’a devrettiği, çekişme konusu 1883 parsel sayılı taşınmazda bulunan 2,3,4 nolu bağımsız bölümlerin davalı ... adına 29.01.2001 tarihli satış işlemi ile kayıtlı olduğu, satış akdinin dosya arasında olmadığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; Borçlar Kanununun temsil ve vekalet akdini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nda(TBK) sadakat ve özen borcu vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 390. maddesi) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse görülecek işin niteliğine göre belirlenir(TBK"nin 504/1). Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil, değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilinin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun(TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ancak, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (re"sen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötüniyeti teşvik etmek, en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötüniyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olayda, davacının ... 4. Noterliği 14.04.2000 tarih 11651 yevmiyeli vekaletname ile davalı kardeşi ...’i vekil tayin ettiği, dinlenen tanıkların davacının dava dışı kardeşi ...’e verilen vekaletnameden bahsedildiği, dosyada vekil sıfatıyla ...’in yaptığı temliğe ilişkin yansıyan bir durumun olmadığı açıktır.
    Hal böyle olunca, delil olarak dayanılan ceza ve hukuk dosyaların t...i ile incelenmesi, 29.01.2001 tarihli akdin dosyaya alınması, temlik tarihleri itibariyle taşınmazların gerçek satış bedelinin keşfen belirlenmesi ve bunun akit değerleri ile karşılaştırılması, davacıya vekaleten vekil ... tarafından yapılan bahse konu temliklere ilişkin taraflarca bildirilen tanıkların belirtilen ilkeler doğrultusunda yeniden dinlenmesi ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi