Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2185
Karar No: 2018/5849

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/2185 Esas 2018/5849 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalının site yöneticiliği yaparken hesaplarda eksik para olduğu gerekçesiyle açılan davada mahkemece, hesapların incelenmesi sonucu davalının görev süresi boyunca 221,97 TL gider fazlası olduğu ve 3060 TL alacak için mahsup edildiği belirtilerek, davalının davacı yönetime iade etmesi gereken tutarın 1880 TL olduğuna karar verilmiştir. Ayrıca, davalının tüm evrakları yeni yönetime vermediği ve teslim edilmeyen 39.541 TL'nin tahsili için açılan davanın, derdestlik nedeniyle reddine karar verildiği belirtilerek, hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı HMK) madde 90: süreler
- HMK madde 94: kesin süreler
20. Hukuk Dairesi         2017/2185 E.  ,  2018/5849 K.

    "İçtihat Metni"

    ........

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava dilekçesinde; davalının ....... sitesinin önceki dönem yöneticisi olduğu, site yöneticiliğini 26/06/2011 - 12/08/2013 tarihleri arasında yaptığı, davalıdan sonra yönetime gelen davacıların hesapları inceleyip, toplanan paralar ile harcanan paraları karşılaştırdığında site yönetimi hesabında olması gereken paraların eksik olduğunu gördüğü, davalı tarafın çeşitli görüşmelere rağmen sitenin toplanmış olan aidat paralarını teslim etmediği, işletme defteri, para makbuzları ve diğer tüm evrakları sunmadığı gibi tam bir hesaplama yapılmasına da imkan verilmediği belirtilerek davalı tarafın devrettiği site yönetiminin hesabında olması gereken eksik parasal miktarın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL olmak üzere reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istenilmiştir....... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/24 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, davalı tarafın tüm evrakları yeni yönetime vermediği ve sonradan elde edilen delillere göre hesaplarda olması gereken ancak teslim edilmeyen 35.481,00 TL ile site görevlisine verilmemiş 4.060,00 TL olmak üzere toplamda 39.541,00 TL’nin reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve .......sayılı dosyası ile birleştirilmesi talep edilmiş olup mahkemece her iki dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilmiştir.
    .........Kararı ile; dosya içindeki tüm deliller ve özellikle bilirkişi raporu da nazara alınarak, delil olarak dikkate alınamayacağına hükmedilen 35.481,00 TL"lik gelir makbuz koçanı"nın dikkate alınmaması halinde davalının yöneticilik yaptığı dönemde giderin 79.866,00 TL, gelirin ise 77.104,03 TL olması nedeni ile 2761,97 TL gider fazlası bulunduğu, bu fazladan belgesiz harcamaları teşkil eden 2540 TL mahsup edildiğinde 221,97 TL"lik gider fazlası oluşacağı, anılan rakamdan da........ödenmeyip, ödendi gösterilen 3060 TL (ilgiliye yapılan ödemelerin bir kısmının belgeye de dayanmadığı dikkate alınarak) mahsup edildiğinde, gider fazlasının ortadan kalkıp gelir fazlası oluşacağı, bu fazlanın da 2838,03 TL"ye tekabül ettiği, davalının görevi bıraktığı tarihteki banka hesap bakiyesi 958,03 TL olduğu dikkate alındığında davalının davacı yönetime iade etmesi gereken tutarın ( 2838,03 TL-958,03 TL =) 1880 TL olduğu, bu rakamın oluşmasına sebebiyet veren 3060 TL"lik alacak için birleşen dosyada faizin o dosyanın açıldığı tarih itibari ile istendiği gözönünde tutularak davacı tarafça asıl dosyayla açılan davanın kısmen kabulü ile 1880 TL"nin 05/05/2015 tarihinden itibaren işletilecek değişken oranlı reeskont-avans birlikte
    .....

    davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleştirilen dosyada açılan davanın taraflarının aynı olduğu, davalıların konusunun ve dayandığı sebeplerin de ayniyet arzettiği, ilk davanın belirsiz alacak davası niteliğinde bulunduğu nazara alınarak derdestlik nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, eski yönetici olan davalının yeni yönetime devretmesi gerekirken devretmeyip, uhdesinde bıraktığı site yönetimine ait alacakların tahsili istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK’nın 90. maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
    Aynı yasanın 94. maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
    Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
    Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
    1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
    2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
    3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
    4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
    Somut olayda mahkemece; 03/11/2014 tarihli celsede davacı vekiline, davalının yöneticilik yaptığı dönemde yönetime ait olan tüm defter ve belgeleri ibraz etmek üzere kesin mehil verildiği, kesin mehilin tüm neticelerini ve belirtilen süre içinde anılan defter ve belgeler ibraz edilmediği taktirde sözü geçen belge ve defterlere delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları ve bu nedenle davanın reddine karar verileceği hususunun ihtar edildiği tespit edilmiş olup mahkemece asıl dava açısından kısmen kabul, birleştirilen dosya açısından ise davanın taraflarının aynı olduğu, davalıların konusunun ve dayandığı sebeplerin de ayniyet arzettiği, ilk davanın belirsiz alacak davası niteliğinde bulunduğu dikkate alınarak derdestlik gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    Davacı vekili celselerde; kesin sürenin geçersiz olduğu şeklinde bir itirazda bulunulmamış aksine 28/01/2015 tarihli celsede konu ile ilgili tüm defter ve belgeleri ibraz ettiklerinden başkaca bir belge ve defter ibraz etme imkanlarının mevcut olmadığı, dosya içindeki belge ve delillere göre hesap yapılması gerektiği beyan edilmiş olup mahkemece 28/01/2015 tarihli celsede ilgili belgelerin ibrazı için kesin süre verildiği ve anılan süre geçtikten sonra dosyaya eski dosyalar içinde bulunduğu gerekçesi ile para makbuzu defteri sunduğu, anılan makbuz defterini sunan kişinin davacı taraf olduğuna göre anılan defterin bugüne kadar davacı tarafın uhdesinde bulunduğu hususunun kabul edilmesi gerektiği nazara alınarak söz konusu makbuz defterinin bu davada delil olarak kabul edilmesine yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 94. maddesi gereğince kesin süre içerisinde yapılması gereken işlemi süresinde yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkacağı açıktır. Ancak bu durum kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen deliller için geçerlidir. Oysa ki asıl dava açısından davacının dava dilekçesi ekindeki diğer delilleri ve dosya kapsamında bulunan diğer
    ......

    tüm deliller değerlendirilerek konusunda uzman bilirkişiden hükme ve denetime elverişli rapor aldırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken denetime elverişsiz rapora dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    2- Birleşen ......Mahkemesinin 2015/516 Esas sayılı dosyası yönünden yapılan incelemede;
    Asıl dava; davalı tarafın devrettiği site yönetiminin hesabında olması gereken eksik parasal miktarın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL olmak üzere reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkin olup ıslah edilmediği de açıktır. Birleşen dava ise davalı tarafın tüm evrakları yeni yönetime vermediği ve sonradan elde edilen delillere göre hesaplarda olması gereken ancak teslim edilmeyen 35.481,00 TL ile site görevlisine verilmemiş 4.060,00 TL toplamda 39.541,00 TL’nin reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili talebine ilişkin olup somut olayda tüm deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken asıl dava ile birleştirilen davanın taraflarının aynı olduğu, davalıların konusunun ve dayandığı sebeplerin de ayniyet arzettiği, ilk davanın belirsiz alacak davası niteliğinde bulunduğu gerekçeleriyle derdestlik nedeni ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/09/2018 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi