11. Hukuk Dairesi 2016/13591 E. , 2018/4658 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/06/2016 tarih ve 2015/353-2016/238 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 22.420 TL"nın altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun"la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin uzun yıllardır "..." ibaresini ticaret unvanı olarak kullandığını, müvekkili şirketin "..." adını marka olarak Markaların Korunması Hakkında 556 sayılı KHK"ya göre 17/12/2007 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 19/02/2009 tarihinde tescil ettirdiğini, yine 12. ve 37.sınıflar için TPE"ye başvurarak bu sınıflar içerisindeki hizmetlere dair de marka tescilini gerçekleştirdiğini, "..." ibaresinin davalı şirketçe ticaret unvanı olarak davalının ticari faaliyetlerinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde kullanıldığını, her iki şirketin de aynı konularda faaliyet gösterdiğini, bu anlamda TTK hükümlerince davalı şirketin haksız rekabete sebep olduğunu, davalı şirkete noter kanalıyla ihtar etmelerine rağmen sonuç alamadıklarından işbu davayı açtıklarını ileri sürerek davalının "..." ismi ve markasına tecavüzünün tespitini, davalının "..." ismini her şekilde kullanımının men"i ve ilgili ismin davalı şirket unvanından terkinini, müvekkiline ait tescilli markanın kullandığı tabelanın sökülmesini, ihtarnamelerinin tebliği tarihinden itibaren işlemek üzere ticari faiziyle birlikte 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı şirketten tahsiline hükmedilmesini, masrafı davalıdan alınarak hükmün yüksek tirajlı gazetelerden birinde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, müvekkilinin uzun yıllardan bu yana "..." ibaresini ticaret unvanı olarak ve ilan panolarında, yazışma evrakı ve faturalarında kullandığını, müvekkilinin 35,12. ve 37. sınıfta TPE nezdinde 2 adet tescilli markasının bulunduğunu, davanın görevli mahkemede açılmadığını, zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin, sessiz kalma nedeniyle hak kaybı müessesesi gereğince reddi gerektiğini, manevi tazminatın koşulları oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların ortak faaliyet alanlarına sahip olduğu, davalı ticaret unvanının iltibas oluşturduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin unvanının sicilden terkinine, davalının sicilin yarattığı itimada dayanarak ticaret unvanının kullanmış bulunmasına göre bu unvanının terkin edilmesine kadar, davacının haksız rekabet olgusuna dayanarak 6762 sayılı TTK"nın 58.maddelerindeki yazılı istemlerde bulunamayacağı gerekçesiyle davalının "..." ismi ve markasına tecavüzünün tespitine, davalının "..." ismini her şekilde kullanımının men"i ve davacıya ait tescilli markanın kullandığı tabelanın sökülmesine, manevi tazminat talebinin reddine, kararın yüksek tirajlı gazetelerden birinde ilanına karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Davalı ticaret unvanının 2009 yılında sicile tescil olunduğu dosyada mevcut sicil kaydından anlaşılmaktadır. Huzurdaki ticaret unvanından “...” ibaresinin terkinine dair 6102 sayılı TTK"nın 52.maddesine dayalı olarak terkin davasının açıldığı 14/09/2015 tarihi itibariyle tescil işleminin ticaret sicilinde ilanı tarihinden itibaren 6 yıllık süre geçtikten sonra açılmasının MK 2.maddeye aykırılık oluşturduğu halde mahkemece yazılı gerekçe ile unvan terkinine karar verilmesi doğru görülmediğinden, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Öte yandan mahkeme kararında davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin tesis olunan hükmün 3.bendinde; "davalının, "..." ismi ve markasına tecavüzünün tespitine, davalının, "..." ismini her şekilde kullanımının men"i ve davacıya ait tescilli markanın kullandığı tabelanın sökülmesine, ticari faizi ihtarnamelerinin tebliği tarihinden itibaren işlemek üzere 10.000 TL manevi tazminata davalı şirket aleyhine hükmedilmesine dair taleplerin reddine" şeklinde karar oluşturulmuş ise de HMK"nın 359/2.maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Oysa bahsi geçen hükmün 3.bendinde yukarıda belirtildiği şekilde taleplerden hangilerinin kabul ve hangilerinin reddedildiğinin açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterildiğinden söz edilemeyeceği gibi bu husus kararın gerekçesinden de anlaşılamamaktadır. O halde, marka hakkına tecavüz ile ilgili olarak oluşturulan hüküm ile haksız rekabet talepleri bakımından oluşturulan hükümlerin belirli bir sıra altında açıklanmaması nedeniyle HMK 359/2"ye aykırı hüküm oluşturulması sebebiyle hükmün taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
3-İkinci bentte açıklanan bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine yönelik sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kararın taraflar yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 20/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.