19. Ceza Dairesi Esas No: 2019/30028 Karar No: 2020/7595 Karar Tarihi: 19.06.2020
1632 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/30028 Esas 2020/7595 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2019/30028 E. , 2020/7595 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece bozma verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Suç tarihinin 24/01/2011 olduğu, katılan ..."in yaralanması hakkında düzenlenen Adli Tıp Kurumu İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünün raporunun ise 18/02/2011 tarihli olduğu ve 2011/2839 sayılı bu raporda, "söz konusu yaralanmanın, mağdurun yaşamını tehlikeye sokmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilemez nitelikte olduğu, her ne kadar söz konusu yaralanma üzerinden 6 ay geçmemiş olmasına karşın mağdurun sağ yanağındaki yara izinin boyutunun büyüklüğü ve derinliği dikkate alındığında bu yara izinin yüzde sabit iz nitelikte olduğu" hususları belirtilmesine rağmen Mahkemece katılan ... yeniden adli tıp kurumuna sevk edilmeden sanık hakkında ASCK"nin 91/3. Maddesi uyarınca hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında; Olay tarihinden 6 ay geçmeden katılan ... hakkında alınan 18/02/2011 tarihli raporun hükme esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Dosya kapsamına göre sanık erin, üstü konumundaki katılan çavuşa taarruz ederek yüzünde sabit iz bırakacak şekilde yaraladığı anlaşılmakta ise de; işbu yaranın vücutta tahribat niteliğinde olmadığı, tahribatın vücudun harap olan kısmının biyolojik görevlerini yapamamayı bir başka deyişle vücudun harap olan noktasının doğal görevini yapamaması halini kapsadığı, katılan çavuşun yüzündeki yara sabit iz niteliğinde olmakla birlikte tahribat olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, sanığın eyleminin tehlikeli bir aletle (falçata) üste fiilen taarruz suçunu oluşturmakta olup, ASCK"nin 91/2. maddesi gereğince uygulama yapılması gerektiği halde ASCK"nin 91/3. maddesi gereğince sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 19/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.