1. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17125 Karar No: 2018/13060 Karar Tarihi: 03.10.2018
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/17125 Esas 2018/13060 Karar Sayılı İlamı
1. Hukuk Dairesi 2015/17125 E. , 2018/13060 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın usulden reddine ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, çekişme konusu 128 parsel sayılı taşınmazın 30/08/1953 tarihli kadastro tespiti sırasında ... çocukları ... ., ..., ... ve ... adlarına tescil edildiğini, davalı ... ve ...’nin taşınmazda miras bırakanları ...’un paydaş olduğu iddiasıyla ...’e ait payı adlarına intikal ettirdiklerini ancak taşınmazı üçüncü kişiye satmak istedikleri sırada nüfus kayıtlarından davalıların mirasbırakanları ... ile kayıt maliki ...’in aynı kişiler olmadığının anlaşıldığını, kayıt maliki ...’in kadastro çalışmaları sırasında soy isminin ‘...’ olmasına rağmen sehven ‘...’ olarak yazıldığını ileri sürerek, davalılar adına oluşan kaydın yolsuz tescil olması nedeniyle davalıların paylarının iptali ile gerçek malik adına tescili isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının kayıt maliki olmadığını ve dava dışı şahıs hakkında hüküm tesisi istediğini bu durumda davacının aktif dava ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; 17.08.2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Tapu Sicili Tüzüğü’nün 74/4.(1994 tarihli Tapu Sicili Tüzüğünün 85.) maddesi “Kütük, yevmiye defteri ve yardımcı sicillerde, belgelere aykırı tescil veya yazımın düzeltilebilmesi için ilgililerin yazılı olurunun alınması ve yevmiye defterine kaydedilmesi gerekir. ilgililerden birisinin yazılı oluru olmazsa, bu durum beyanlar sütununda belirtilerek, 26.09.2011 tarih ve 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre işlem yapılır." şeklinde yasal düzenleme içermektedir. Öte yandan; tapu sicillerinin doğru tutulmasını üstlenen devlet, ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da bu haklardan yoksun kalınması, dayanak ve belgelere aykırı kayıt oluşması sonucu doğan zararları ödemekle yükümlüdür. TMK.nun 1007. maddesinden kaynaklanan hazinenin kusursuz sorumluluğu kapsamında, davacı idarenin böylesi bir davayı açmasında da hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; davacının dava açmakta hukuki yararı olduğu gözetilerek, davanın esasına girilmesi, toplanan ve toplanacak delillerin değerlendirilmesi neticesinde varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.