Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2015/1326 Karar No: 2015/2245
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/1326 Esas 2015/2245 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ortaca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tazminat davası açıldı. Mahkeme, davayı kabul etti ve verdiği karar davalı vekili tarafından Yargıtay'a temyiz edildi. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi bu kararı bozdu ve davayı yeniden görülmeye başlandı. Ancak, mahkeme hükmü tekrarlamadan sadece \"önceki kararda direnilmesine\" karar verdi. Bu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine aykırıdır ve Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte bir direnme hükmü yoktur. Bu nedenle, mahkemenin tekrar kısa karar ve gerekçeli karar oluşturması gerekmektedir. Mahkeme kararı, kanun maddelerine aykırı olduğu için bozulmuştur. Detaylı Kanun maddeleri şunlardır: 6100 HMK'nun 297. maddesi, 294. maddesi ve 1086 sayılı H.U.M.K.'nun 429. maddesi.
Taraflar arasındaki " tazminat " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ortaca 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 14/11/2012 gün ve 2012/412 E- 2012/383 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi"nin 18.06.2013 gün ve 2013/7016 E.- 2013/10644 K. sayılı ilamıyla bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonrasında gereği görüşüldü: Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nun 294. maddesinin 3 fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini yitirdiğinden ona atıf suretiyle hüküm tesisinin yukarıda açıklanan kurallara uygun düşmeyeceği de aşikardır. Nitekim Yargıtay"ın yerleşmiş görüşü de bu yöndedir (Hukuk Genel Kurulu"nun 19.6.1991 gün 323-391 sayılı; 10.09.1991 gün 281-415 sayılı; 25.9.1991 gün 355-440 sayılı; 05.12.2007 gün 981-936 sayılı; 23.01.2008 gün 29-4 sayılı; 05.10.2011 gün 607-604 kararları). Somut olaya gelince; mahkemece aslolan kısa kararda yukarıda açıklanan mevzuata uygun hüküm fıkrası oluşturulmamış sadece "önceki kararda direnilmesine"" denilerek yetinilmiş, dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar kurulmamıştır. . Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmadığı gibi, direnme kararlarını denetleyen Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenebilecek nitelikte teknik anlamda bir direnme hükmü de bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır. Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa kararı ve gerekçeli kararın hüküm kısmı usul ve yasaya uygun değildir. Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir. S O N U Ç : Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı H.U.M.K."nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine, 30.09.2015 gününde, oybirliği ile karar verildi.