Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2470
Karar No: 2018/13056
Karar Tarihi: 03.10.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/2470 Esas 2018/13056 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/2470 E.  ,  2018/13056 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasındaki davadan dolayı ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.12.2014 gün ve 2010/586 Esas, 2014/597 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 07.03.2018 gün ve 2015/8050 Esas 2018/2038 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü

    -KARAR-

    Asıl ve birleşen dava, ikrah hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.
    Asıl ve birleştirilen davada davacı, maliki olduğu 5389 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölüm ile 686 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümü, davalının dava dışı eşi ..."ün, kendisini ve borçlandırdığı oğlu ..."i tehdit etmesi ve korkutması neticesinde hiçbir bedel ödenmeksizin davalıya devretmek zorunda kaldığını, davalının ve dava dışı eşinin çeşitli hile ve tehditlerle taşınmazlarını alması nedeniyle haklarında şikayetçi olduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, çekişme konusu taşınmazları bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, satış bedelinin bir kısmının dava dışı bankadan çekilen kredi ile davacının oğlu dava dışı ...’e ödendiğini, taşınmazların devri konusunda davacıya baskı yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; dava konusu taşınmazların davalıya temlikinin davacının korkutulması ve iradesinin sakatlanması neticesinde gerçekleştiği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen karar Dairece onanmıştır.
    Davacının maliki olduğu 1 nolu parseldeki 7 nolu bağımsız bölümü 05.02.2010 tarihinde, 6 nolu parseldeki 3 nolu bağımsız bölümü de 30.03.2010 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiği kayden sabittir.
    Bilindiği üzere, Borçlar Kanunu"nun 29 ve 30. TBK"nun 37 ve 38. maddelerinde düzenlenmiş olan ikrahın varlığını ve ikrah nedeniyle bir sözleşmenin geçersizliğini ileri sürebilmek için, bazı koşulların gerçekleşmesi zorunludur.
    Bu koşullar;
    1.Tehdit (korkutma) ciddi olmalı ve korkutulan kişinin irade ve kararına etki yapmak amacına yönelmelidir.
    2. Tehdit hukuka aykırı bulunmalıdır.
    3. Tehdit, korkutulan kişinin karar vermesine esaslı biçimde etki yapmış olmalıdır.
    4. Tehdit, karşı tarafta esaslı bir korku uyandırmalıdır. Korkunun esaslı sayılabilmesi için; korkutulan kişinin kendisinin yahut yakın akrabasından birinin hayat ya da namus yahut mallarına yönelik tehlikenin önemli (ağır) ve yakın olması gerekir şeklinde sıralanabilir.
    Öte yandan, kural olarak yasal bir hakkın kullanılacağını bildirmek dava açılacağı, icra takibi yapılacağı, iflasın isteneceği tehditlerini ileri sürmek, yada yasal bir hakkı kullanmak ikrah sayılamaz.
    Somut olaya gelince çekişme konusu taşınmazların davacıya ait olduğu, davacının oğlu ..."in dava dışı kişilere borcunun bulunduğu bu nedenle icra takibi başlatıldığı, ..."in ödeme şartını ihlalden 25.09.2009 tarihinde üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırıldığı, ... ile davalının eşi arasında alacak-borç ilişkisi olduğu hatta borçlusu ... alacaklısı davalının eşi ... olan 22.01.2010 vade tarihli bono düzenlendiği yine borçlusu davacı olan 05.02.2010 ödeme günlü bir senet daha olduğu davacının, taşınmazlarının tehdit ile elinden alındığı iddiası ile şikayetçi olduğu ve takipsizlik kararının kesinleştiği, ... adresindeki dava konusu taşınmazda davacının bir süre daha oturmak istemesi üzerine oğlu ... tarafından kira sözleşmesi düzenlenerek (annesi imzalamış gibi tarafından imzalanarak) davalıyı verildiği, davacının şikayeti üzerine özel belgede sahtecilik suçundan cezalandırıldığı, dava konusu taşınmazlardan 3 nolu bağımsız bölüm üzerine davalının eşi ... tarafından çekilen kredi nedeniyle 03.05.2010 tarihinde dava dışı banka lehine ipotek tesis ettirildiği hususları sabittir.
    Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre; davacının oğlu Mustafa’nın borçları olduğu, temliklerin bu borçların ödenmesi amacıyla gerçekleştirildiği, ikrah altında yapıldığı bir başka ifade ile davacının iradesinin fesada uğratıldığına ilişkin bir delil bildirilmediği anlaşılmaktadır.
    Öte yandan 30.03.2010 ve 05.02.2010 tarihlerinde iki ayrı temlik yapılmış olup, ilk temlik ikrah altında yapıldı ise Büyükşehirde yaşayan bir kimsenin kolluk güçlerine başvurmadan ikinci temliki yapması da hayatın olağan akışına aykırıdır.
    Tüm bu maddi olgular yukardaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, temlikin borç içindeki oğlunu kurtarmak amacı ile iradi olarak yapıldığı, ikrahın koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Değinilen hususlar karar düzeltme isteği üzerine, yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, bu yönlere değinen karar düzeltme isteğinin (6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince kabulüne, Dairenin 07.03.2018 gün ve 2015/8050 Esas 2018/2038 Karar sayılı sayılı ONAMA kararının ORTADAN KALDIRILMASINA ve yerel mahkemenin 10.12.2014 gün ve 2010/586 Esas, 2014/597 Karar sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın yatırana iadesine 03.10.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    - K A R Ş I O Y-

    Davanın kabulü yönündeki hükmün onanmasına ilişkin ilamdaki gerekçelerle karar düzeltme isteğinin reddi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun temlikin korkutma ile gerçekleşmediği gerekçesiyle onama ilamı kaldırılarak karar düzeltme isteğinin kabulüne ve hükmün bozulmasına ilişkin kararına katılmıyorum.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi