Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3495
Karar No: 2018/5835
Karar Tarihi: 20.09.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/3495 Esas 2018/5835 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalıların tapuda kayıtlı olan taşınmazların kısmen kesinleşen tahdit içinde kaldığını belirterek taşınmazların tahdit içinde kalan kısımlarının tapularının iptali ile tesciline ve müdahalelerinin önlenmesine karar verilmesi talebi ile açılan asıl davanın konusuz kaldığına; birleşen davanın ise reddine karar verildiği belirtilmiştir. Ancak karşılıklı dava konuları arasında açıkça bir hüküm kurulmadığı ve Mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulduğu ifade edilmiştir. Daha sonra yürürlüğe giren kanunlarla ilgili bilgiler verilerek konuya açıklık getirilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi
- 3116 sayılı Kanun
- 4785 sayılı Kanun
- 4753 sayılı Kanun
- 5618 sayılı Kanun
- 6099 sayılı Kanun'un 16. maddesi ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. madde
20. Hukuk Dairesi         2016/3495 E.  ,  2018/5835 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi ...... Yönetimi, ... ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... ili, ... ilçesi, ... ...ü 1453 ...... sayılı 41.050,00 m2 yüzölçümlü ve tarla vasıflı taşınmaz ile aynı yer 1455 ...... sayılı 123.650,00 m2 yüzölçümlü ve çayır vasıflı taşınmaz ½’şer hisse ile ... ve ... ... ... adına tapuda kayıtlıdır.
    Asıl davada davacı ... Yönetimi vekili, davalılar adına tapuda kayıtlı 1453 ve 1455 ...... sayılı taşınmazların kısmen kesinleşen tahdit içinde kaldığını belirterek taşınmazların tahdit içinde kalan kısımlarının tapularının iptali ile ...... vasfı ile ... adına tesciline ve davalıların müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacı ... vekili, davalılar adına tapuda kayıtlı olan 1454 ve 1455 ...... sayılı taşınmazların ... niteliğinde olduğunu belirterek taşınmazlarının tapularının iptaline karar verilmesini; karşı davada karşı davacı ... vekili taşınmaların ... vasfında olmaması nedeniyle ... komisyon kararının iptaline ve davalıların müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 1455 ...... sayılı taşınmazla ilgili davalar bu davadan tefrik edilerek eldeki dava ile birleştirilmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına; birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm ...... Yönetimi, ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, asıl dava kesinleşen ...... tahdidine dayalı tapu iptali ve tescil; birleşen dava ... iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil, karşı dava ... komisyon kararının iptali istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce, 3116 sayılı Kanuna göre 4785 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce 1943 yılında yapılan ve 28/12/1949 tarihinde ilân edilerek kesinleşmesinden sonra ......... Devlet ......ı ismiyle ...... 1952 tarih ve 19 numarada 1316 Hektar yüzölçümüyle ve yine ...... 1962 tarih 13 numarada 779 Hektar yüzölçümüyle ve ...... ......ı ismiyle tapuya tescil edilen ...... kadastrosu ile daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp 12/03/1996 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1985 yılında yapılmış, 14.04.1987 – 13.05.1987 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
    Mahkemece eksik inceleme ile usul ve yasaya aykırı olarak hüküm kurulmuştur.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi mevcut olmasına rağmen birleşen davanın karşı davacısı ...’un 1455 ......e ilişkin ... komisyon kararının iptaline ilişkin davası hakkında açıkça bir hüküm kurulmamış; birleşen davacı Hazinenin 1455 ......in ... vasfında olduğunu iddia etmesine rağmen bu ......e ilişkin herhangi bir ... araştırması yapılmamış; ......ların mülkiyetinin ...... ait olmasına ve ifraz sonucu oluşan 1823, 1825 ve 1826 sayılı ...... ......lerinin malikinin tapu kaydında halen eski malik davalılar görünmesine rağmen asıl davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Kural olarak bir yerin ... olarak kabul edilebilmesi için taşınmazın yetkili ve idarî merciler tarafından ... olarak tahsis edilmesi ya da taşınmazın öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde kamu malı niteliğinde ... olarak kullanılagelmiş olmasına bağlıdır.
    O halde; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca yayla tahsisi yapılıp yapılmadığı...... Müdürlüğünden; 4342 sayılı Kanun uyarınca ... (yayla) tahsisi yapılıp yapılmadığı ise mülkî amirlikten ayrı ayrı sorulup saptanmalı, sözü edilen kanunlar uyarınca bölgede ... tahsisi yapılmış ise ... tahsis haritası ve eki belgelerin tümü eksiksiz getirtilmeli; bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, dava konusu taşınmazların bulunduğu ...e komşu ...ler halkından seçilecek yerel bilirkişi ve tanıklar ve bir fen memuru ve uzman üç ...... bilirkişinin tümü hazır olduğu halde, dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, bölgede ... tahsisi yapılmış ise ... tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı, fen memuru bilirkişisi eliyle yerine her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazın ... tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya meydan vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede yetkili idarî merciler tarafından ... tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazların öncesinin bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde ... olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda olaylara dayalı bilgi alınmalı, öte yandan uzman ...... bilirkişiler marifetiyle taşınmaz bizzat mahkemece görülüp gözlenmeli, taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu,...... unsurundan hangisinin galip olduğu ayrıntılı şekilde keşif tutanağına geçirilmeli, komşu taşınmazların toprak yapısı ile dava konusu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmeli, bu fiziksel olgular da keşif tutanağına yazılmalı, dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazların tespit tutanakları içeriğine göre tespitlerine bir kayıt ve belge esas alınıp alınmadığı dikkate alınarak tutanakların içeriğinde vurgulanan maddî ve hukukî olgularla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, belge esas alınmış ise sözü edilen belgelerin nizalı ...... yönünü ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği incelenmeli, davalı olup olmadıkları, tespitlerinin kesinleşip kesinleşmediği incelenip irdelenmeli, özellikle fen memuru bilirkişisinden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye, uzman ...... bilirkişilerden ise mahkemenin keşif tutanağına geçen gözlemini yansıtmaya, taşınmazın niteliğini belirtmeye elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre ve ......ların mülkiyetinin ...... ait olduğu da dikkate alınarak HMK’nın 297. maddesine uygun, her bir dava hakkında ayrı ayrı ve açıkça hüküm kurulmalıdır.
    Kabule göre de, karar tarihinden önce 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi uyarınca; "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz" ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre "Bu kanunun 36/A maddesi hükmü henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır" hükümleri uyarınca davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil harç ve yargılama giderlerine hükmolunamayacağından, bu husus gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde davalılar aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ...... Yönetimi, ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/09/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi