17. Hukuk Dairesi 2015/8316 E. , 2018/1720 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı ... A.Ş. vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların oğlu/kardeşi Kaan"ın idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı anne babanın ölen oğullarının desteğinden yoksun kaldığını ve tüm davacıların manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi ve 60.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 20.05.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 118.581,76 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 71.665,09 TL. ve ... için 46.916,67 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, davalı ... şirketi yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline; davacı ... ve ... için 8.000,00"er TL. ile diğer davacılar için 4.000,00"er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve ..."den müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53/3. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 45/2.) maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatı ile TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesi gereği manevi tazminat istemine ilişkindir.Davaya konu kazadaki tarafların kusur oranlarının belirlenmesi bakımından alınan ve mahkemece de benimsenen 12.02.2013 tarihli bilirkişi raporunda; davalı sürücünün, tali yol niteliğindeki yoldan desteğin seyrettiği anayola kontrolsüz biçimde çıktığı ve kavşakta geçiş önceliği kuralına uymadığı için kazada % 80 oranında kusurlu olduğu; davacılar desteğinin ise, mevcut hızıyla kavşağa girip davalı aracına çarptığı ve koruyucu kask takmayıp zararı ağırlaştırdığı için % 20 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemenin benimsediği bu rapor, kazanın oluş biçimi bakımından doğru tespitleri içermektedir. Ancak, davacılar desteğinin kask takmadan motorsiklet kullanmasının, kazanın oluşumunda etkili olmayıp sadece zararlı sonucun (ölümün) doğmasına etki ettiği; kazanın oluşumundaki kusur ile zarar görenin, zararlı sonucun doğumuna etki eden müterafik kusurunun farklı kavramlar olduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılmalıdır. Mahkemenin hükme esas aldığı 31.07.2013 tarihli hesap bilirkişi raporunda da, davalı tarafa ait araç sürücüsünün % 80 kusur oranına göre tazminatın belirlendiği ve bu raporla saptanan tazminatın hüküm altına alındığı; davacılar desteğinin, motorsiklette seyri esnasında koruyucu kask takmayıp kendi can güvenliği için tehlike yaratan (zararı doğuran ya da artıran) ve müterafik kusur teşkil eden eylemi olup olmadığı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir.818 sayılı Borçlar Kanunu"nun "tazminat miktarının tayini" başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; "Tazminatın tenkisi" başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Somut olayda; davacılar desteğinin, kendi can güvenliği açısından kullanması zorunlu olan koruyucu kaskı takmadan, motorsiklette seyir halindeyken kaza yaptığı; kazada kafa travması geçirdiği, kafa travması sonucu oluşan solunum ve dolaşımın durması nedeniyle öldüğü; bu itibarla, davacılar desteğinin ölüm sebebi de gözetildiğinde, kendi can güvenliği için kask takmayıp tehlikeli biçimde motorsiklet kullanmak suretiyle zararın doğumunda ya da artmasında etkili olduğu olayda, müterafik kusurunun bulunduğu anlaşılmaktadır.Açıklanan bu madde ve hukuksal olgulara göre mahkemece; Karayolları Trafik Kanunu"nda asli kusur sayılan, trafik işaretlerine uymama ve kavşaklarda geçiş önceliği kuralını ihlal etme nedeniyle davalı sürücünün kazada % 80 oranında kusurlu olduğu, kazanın oluşumunda davacılar desteğinin kusurunun % 20 oranında olduğu, desteğin yolculuk esnasında koruyucu kask takmamasının ancak müterafik kusur olarak değerlendirilebileceği, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda bu kusur oranlarına göre hesaplama yapıldığı hususları gözetilmek suretiyle; hükme esas alınan hesap bilirkişi raporuyla saptanan tazminattan, BK"nun 44. maddesi (TBK 52. md) uyarınca hakkaniyete uygun müterafik kusur indirimi (Dairemiz"in yerleşik uygulamaları ile bu oran % 20) yapılması ile karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... A.Ş"ye geri verilmesine 12.3.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.