Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/31021
Karar No: 2017/590
Karar Tarihi: 24.01.2017

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/31021 Esas 2017/590 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İş Mahkemesi'nde görülen davada davacı, patlama sonucu yaralanan ve hayatını kaybeden işçilerin ailelerine ödediği tazminatların davalıdan rücu edilmesini talep etmişti. Yerel mahkeme davayı zamanaşımı nedeniyle reddetmişti. Ancak Yargıtay, davacının işverene karşı iş sözleşmesine dayalı rücu davası açtığını ve konunun haksız fiil değil, sözleşmeye dayalı olduğunu belirterek, davanın zamanaşımı süresinin on yıl olduğunu hatırlatarak, kararı bozdu. Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca sözleşmelere uygulanan on yıllık zamanaşımı süresinin olaya uygulanması gerektiği belirtildi.
9. Hukuk Dairesi         2016/31021 E.  ,  2017/590 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirkette üretimden ve imalattan sorumlu müdür olarak çalıştığını, görevini ifa ettiği sırada 03/12/2009 tarihinde patlama meydana geldiğini ve çalışanlardan 2 kişinin vefat ederek 6 kişinin de yaralandığını, patlama neticesinde ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2009/256 Esas sayılı dosyası üzerinden taksirle ölüme sebebiyet vermekten dava açıldığını, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları ile davalıya % 25 tali kusur verildiğini, davalının tali kusurlu olduğunun kesinleştiğini, patlama neticesinde uğranılan zararın davalıya kalan kısımlarının tahsili için ... 4. İcra Müdürlüğü"nün 2012/6766 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek,davalının itirazının iptaline, % 40"dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin müvekkili hakkında icra takip dosyası ile yapmış olduğu takibin tarihine baktıklarında Nisan 2012 tarihi olduğunu, davacının dosyaya sunmuş olduğu ödeme belgelerinin, protokollerin ibra belgelerinin tarihi ise Şubat - Mart 2009 tarihleri olduğundan zamanaşımına uğradığını, müteselsil borçluların birbirlerine rücuunda süre (birlikte zarar veren iki haksız fiil faili arasında) 1 yıl olduğunu, bu sürenin başlangıcının da ödeme tarihinden başlayacağını, davacının patlamadan zarar görenlere yapmış olduğu ödemelerin tarihlerinin 2009 yılı Şubat Mart ayları olduğunu, davacının zarar görenlere ödediği paraları müvekkilinden isteme tarihi ise icra takibi ile başladığını, zarar ve kusuru bilirkişi raporları ile öğrendiklerini kabul ettiklerinden yine alacağını isteme hakkının zamanaşımına uğradığını, icra takibinin tarihinin ise Nisan 2012 olduğunu, yani ödemeden 3 yıl sonra müvekkilinden talep edilmesinin zamanaşımı def ile karşılaştığında; davacının davasının zamanaşımına uğradığından davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini savunarak, davanın reddi ile davalı aleyhine % 40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece toplanan deliller,tanık beyanları,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde;davanın konusunun davacı şirket ve davacı şirkette imalat sorumlu müdürü olarak çalışan davalının birlikte zarar veren haksız fiil faili durumunda olup, davacı tarafça tazminatın tamamı ödenmiş olduğundan bahisle, zarar gören 3. kişilere ödenen tazminatların davalıdan rücu suretiyle tazminine ilişkin olduğu,davacı şirketin müvekkili hakkında icra takip dosyası ile yapmış olduğu takibin tarihine baktıklarında Nisan 2012 tarihi olduğu, davacının dosyaya sunmuş olduğu ödeme belgelerinin, protokollerin ibra belgelerinin tarihinin ise Şubat - Mart 2009 tarihleri olduğundan zamanaşımına uğradığı,müteselsil borçluların birbirlerine rücuunda süre (birlikte zarar veren iki haksız fiil faili arasında) 1 yıl olduğu, bu sürenin başlangıcının da ödeme tarihinden başladığı,davacının patlamadan zarar görenlere yapmış olduğu ödemelerin tarihlerinin 2009 yılı Şubat Mart ayları olduğu,davacının zarar görenlere ödediği paraları davalıdan isteme tarihi ise icra takibi ile başladığı,İcra takibinin tarihinin Nisan 2012 olması, ödemeden 3 yıl sonra davalıdan talep edilmesinin zamanaşımı def"i ile karşılaştığında; davacının davasının zamanaşımına uğradığından davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    Mahkemece davanın haksız fiile dayalı rücu davası olduğu ve iş sözleşmesinden kaynaklanmadığı gerekçesi ile davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş ise de; bu davanın konusunun davacı işçi ile davalı işveren arasında iş sözleşmesine dayalı rücu davası olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden sabittir.
    Kaldı ki;... 32. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/138 E. 2012/216 K. Sayılı dosyası ile verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/6488 E. 2014/13606 K. 11/09/2014 tarihli ilamı sonucunda ilgili mahkemenin görevsizliği nedeniyle bozulması, ... 32. Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması üzerine dosyanın ... 10. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek 2015/44 E. numarasını aldığı ve buraca verilen 2015/44 E. 2015/276 sayılı kararı ile iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile verilen görevsizlik kararı neticesinde; dosya görevsizlik sebebi ile iş mahkemesinde görülmekle davanın işçi işveren ilişkisinden kaynaklı rücu davası olduğu da kesinlik kazanmıştır.
    Mahkemece 6098 sayılı Borçlar Kanununun 146.maddesi gereğince sözleşmelere uygulanan genel zamanaşımı süresi olan on yıllık zamanaşımı süresinin olaya uygulanması gerekirken haksız fiile ilişkin bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddi hatalıdır.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.01.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi