17. Hukuk Dairesi 2015/8245 E. , 2018/1716 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeni ile reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ... Büyükşehir Belediyesi ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü"ne ait, davalı ..."ın sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın, yaya olan müvekkiline çarpması sonucu davacının ömür boyu sakatlanarak, meslekte kazanma gücünü %100 olarak kaybettiğini, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden %78 oranlı özürlülük raporu alındığını belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada, 30.000,00 TL manevi tazminat, 30.000,00 TL bakıcı ücreti ve 30.000,00 TL meslekte kazanma gücü kaybı olmak üzere toplam 90.000,00 TL"nin davalı ... şirketinin sorumluluğu sigorta limitleri ile manevi tazminat haricinde olmak kaydıyla,ihbar tarihinden işleyecek faizi ile birlikte, diğer davalılar için kaza tarihi olan 16/08/2005 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Büyükşehir Belediyesi ... İşletmeleri Genel Müdürlüğü vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddi gerektiğini;Davalı ...Ş. vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak müvekkil şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu manevi tazminat ve tedavi taleplerinin teminat dahilinde olmadığını öne sürerek, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, 2918 sayılı KTK."da düzenlenen zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı ve yine aynı maddede düzenlenen 5 yıllık zamanaşımı ve uzatılmış haliyle 7,5 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmuş olduğu nedeni ile; davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK"nun 49. md.) haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de (TBK"nun değişik 72. md) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK"nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi bulunduğu belirtilmiştir.Buna karşılık 2918 sayılı KTK.nun 109/1. Maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir.2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK"nın 10.10.2001 gün
2001/19-652-705 ve HGK"nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.) Açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; kaza tarihi 16/08/2005 ise de; ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin davacı hakkında düzenlediği özürlü raporunun tarihi 03/04/2012"dir. Buna göre dava konusu olay nedeni ile davacı ..."nün gördüğü tedaviye ilişkin evrakların onaylı suretlerinin getirtilerek tedavisinin nasıl sonuçlandığının bitiş tarihi itibariyle belirlenip, kazadan sonra davacının tedavisinin devam ediyor ve maluliyet bittikten sonra raporun alındığı anlaşılıyor ise KTK."nın 109. maddesi hükmüne göre davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığının değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile zamanaşımı nedeniyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun görülmemiş, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
Kabule göre de; davalılardan sürücü ..."ın zamanaşımı itirazında bulunmamasına rağmen bu kişi yönünden yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 08/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.