10. Hukuk Dairesi 2017/1339 E. , 2019/4360 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu davada; ... İnş. Elek. Malz. San. Tic. Ltd. Şti."nin ortağı olan davacıya şirketin 2010/4-2011/4 dönemine ilişkin prim borçları nedeniyle ödeme emri tebliğ edildiği, davacı tarafından prim borcundan hissesi oranında sorumlu olduğundan bahisle ödeme emirlerinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti talebiyle dava açıldığı, mahkemece ödeme emirlerinin iptaline, davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut dosyada davacı 03.08.2006 tarihinde şirkete ortak olmuş ve 02.09.2009 tarihli hisse devir sözleşmesi ile 490 hissesinden 240 hissesini ..."e devretmiştir. 22.10.2009 tarihli ortaklar kurulu kararıyla davacının şirketi temsil ve ilzam yetkisi kaldırılmış ve kalan 250 pay hissesini de 09.02.2011 tarihli hisse devir sözleşmesi ile ..."e devretmiştir. Prim borçları nedeniyle İlgili şirketin araç ve gayrimenkullerine haciz konulmuş ise de süresinde satış istenilmediği için hacizlerin kaldırıldığı görülmektedir.
Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80/12 maddesi, “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüş, 5510 sayılı Kanunun 88/20 maddesi de bazı farklar dışında anılan maddeye paralel düzenleme getirmiş olup, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüştür.
6183 sayılı Yasanın 35. maddesinde ise, “Limited şirket ortakları şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar” hükmü öngörülmüş iken, öngörülen istisnaları dışında 06.06.2008 tarihinde yürürlüğe giren Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 04.06.2008 tarih 5766 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile, 6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde yer alan “Şirketten tahsil imkanı bulunmayan” ibaresi şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı maddeye, “Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden, birinci fıkra hükmüne göre, müteselsilen sorumlu olurlar. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda, pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde, bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde fıkralar eklenmiştir.
1)Somut olayda; Davacının hisselerinin tamamını devrettiği 09.02.2011 tarihi sonrasında, şirket ortaklığı sona ermiş olduğundan şirketin prim borçları nedeniyle sorumluluğu bulunmamaktadır.
2)09.02.2011 tarihi öncesi dönem yönünden ise; öncelikle 6183 sayılı yasa 35. Madde kapsamında irdeleme yapılarak, prim borçlarının ilgili şirketten tahsili için davalı Kurum tarafından ne gibi işlemler yapıldığı, borcun tahsil edilip edilmediği hususları araştırılarak, prim borcunun ilgili şirketten tahsil imkanı olup olmadığı tespit edilmeli, yapılan inceleme sonucunda şirketten tahsil imkanının olmadığı ve davacının prim borcundan sorumlu olduğu değerlendirilirse, hissesi oranında sorumluluk tutarları saptanarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.