11. Hukuk Dairesi 2016/13382 E. , 2018/4626 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20.04.2016 tarih ve 2015/386-2016/111 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ..., ..., ... ibareli 3, 5, 16, 21. sınıf ürünleri içeren 2014/20546, 2006/1868, 1999012949, 1999/13948, 2000/11059, 1999/10843, 1999/10844, 2000/22142, 2000/22141, 2000/15730, 2002/35491, 2007/13979, 2007/40391, 2007/40390, 2010/80720, 2010/80723, 2010/77963, 168654, 165314 sayılı tanınmış markaların sahibi olduğunu, kötüniyetli davalının 16.06.2014 tarihinde ... ibareli, 16, 18 ve 35. sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, 2014/50610 kod numarası verilen başvurunun Resmî Marka Bülteni"nde ilân olunduğunu, bunun üzerine önceye dayalı hak sahipliği, iltibas ve tanınmışlık vakıasına dayanarak kötüniyetli başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar Dairesi ve nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkilinin markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi, onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini de zedeleyeceğini ileri sürerek YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili, başvuru ile redde mesnet alınmaya çalışılan markaların kapsamlarında yer alan ürün ve hizmetler itibariyle ortalama düzeydeki tüketicilerin davacı markalarıyla başvuru konusu işareti karıştırmasının mümkün olmadığını, her iki kelimenin görsel ve biçimsel farklılığının ilk bakışta farkedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şahsa usulüne uygun şekilde tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının ..., ..., ... ibareli markalarıyla davalının ... ibareli başvurusu arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ortalama tüketicilerin markalardaki anlamsal, görsel ve sescil farklılığı ilk bakışta ve hemen farkedebileceği, davacı itirazlarının reddine dair kurum kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.