Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/20
Karar No: 2019/4358
Karar Tarihi: 15.05.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/20 Esas 2019/4358 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/20 E.  ,  2019/4358 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Davacı ... avukatının temyiz talebi yönünden;
    Hüküm İş Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi hükmüne göre, İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nda katılma yolu ile temyize ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak anılan Yasanın 15. maddesi, İş Mahkemeleri Kanunu’nda açıklık bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) uygulanacağını düzenlemektedir. İş mahkemelerine özgü kurallar dışında, dava açılmasıyla başlayan bütün yargılama işlem ve yöntemlerinde olduğu gibi iş mahkemelerinden verilen kararlara karşı kanun yoluna başvurmalarda, HMUK hükümlerinin aynen uygulanması gerekir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın Geçici madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 433/2. fıkrası gereğince karşı taraf, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde bildirerek temyiz isteğinde bulunabilir. Yargıtay 16.06.1975 gün ve 1975/6-8 E.K. sayılı İBK kararından da aynı sonuç çıkmaktadır (HGK 16.11.2016 t. 2014/22-1260 E, 2016/1068 K.).
    Eldeki dosyada, davacıya gerekçeli kararın 30.05.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 8 günlük sürede temyiz başvurusunda bulunmadığı, daha sonra davalıların temyiz dilekçelerinin 23.09.2016 tarihinde tebliğ edildiği ve davacının ise kararı 09.10.2016 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmaktadır. Şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi ile HUMK 433/2 Maddede düzenlenen 10 günlük süre fazlası ile geçtiğinden 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı da gözönünde tutularak davacının temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine,
    2-Davalılar Kurum ve ... avukatlarının temyiz itirazlarına gelince;
    Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelere göre 2000 yılı sonrası döneme ilişkin kabul kararı yerinde ise de 15.05.1991 - 01.05.1994 tarihleri arasındaki dönem yönünden kurulan hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79. maddesi olup, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    Somut olayda davacının 15.05.1991 - 30.12.1999 tarihleri arasında davalı nezdinde sürekli ve kesintisiz çalıştığı halde kuruma bildiriminin hiç yapılmadığı, 2000-2007 yılları arasında ise eksik bildirim yapıldığından bahisle hizmetinin tespitini talep ettiği, davacının 2000-2015/2 döneminde davalı belediyeden bildiriminin olduğu, mahkemece 15.05.1991 - 01.05.1994 tarihleri arasında 1065 gün, 22.03.2003 - 15.02.2007 tarihleri arasında 411 gün olmak üzere toplam 1476 gün hizmetinin tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    6100 sayılı HMK 119/1-e maddesi gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, 194 maddesi gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
    Bir davada soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
    Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
    HMK 31 maddesi gereğince, hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, HMK 31 maddesi ve 119/1-e maddesi gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
    Bu nedenle mahkemece öncelikle davacıya tam olarak talebi açıklattırılmalı, işe başlama ve işten çıkış tarihleri ile iş yerinde yaptığı görevler davacıya sorularak açıklığa kavuşturulmalı, davacının kim tarafından işe alındığı, çalışırken kimden emir ve talimat aldığı, çalışma arkadaşlarının kimler olduğu, ücretini nasıl aldığı, çalışma şeklinin nasıl olduğu, hangi birimlerde çalıştığı, ara verip vermediği hususlarında beyanı alınarak ve eksik hususlar davacıya açıklattırılarak dava konusu somutlaştırılmalı, davalı belediyeden vize belgeleri celp edilmeli, bu belgelerde davacının isminin olup olmadığı tespit edilmeli, çalıştığı her birimden dönem bordrolarında bildirimi yapılan çalışanlar mahkemece re’sen belirlenerek tanık olarak dinlenilmeli, davacının birlikte çalıştığı amirleri tespit edilerek beyanları alınmalı, belediyede talep edilen dönemde çalışan memurlar tanık olarak dinlenilmeli, ayrıca davacının beyanında belirtilen kişilerin de tanık olarak dava ile ilgili bilgi ve görgülerine başvurulmalı, tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde çelişki giderilmeli,bu şekilde çalışmanın varlığı ve süresi tereddütsüz bir şekilde tespit edilmeli, toplanan deliller değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalı, yapılacak değerlendirmede davalı iş verenin ... olması nedeniyle kamuya ait iş yeri olduğu, kamu kuruluşlarındaki çalışanların hizmetlerinin kayıtlara geçirilmesinin ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılmasının asıl olduğu da gözetilerek karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."na iadesine, 15/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi