11. Hukuk Dairesi 2016/13766 E. , 2018/4625 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...(KAPATILAN) 3. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...(Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/05/2016 tarih ve 2013/261-2016/102 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ... markası ile Hatay usulü döner imalatı ve satışı yaptığını, davalı şirketin de müvekkilinin birkaç metre mesafesinde müvekkilinin kullandığı “...” ismi ile ve aynı usullerde pişirilen ve servis edilen döner satışına başladığını, bu durumun haksız rekabet yaratarak müvekkiline ekonomik zarar verdiğini, durumun davalı firma ve yetkililerine bildirilmesine ve ihtarname çekilmesine rağmen düzeltilmediğini ve bu tecavüz devam ederken diğer davalı ..."nun davalı firma ve diğer davalı firma yetkilisinin kapaktan reklamını yaptığını, bu reklam ve yayının davacıyı karalamaya yönelik olduğunu, yazılı ve görüntülü yayın nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarına ve şeref ile haysiyetine tecavüz oluştuğunu iler sürerek oluşan haksız rekabet ve tecavüzün durdurulmasını, ... Life dergisinin 2013 Kasım (37.sayı)sının baskısının toplatılmasını ve ... internet sitesindeki ilgili yayınların kaldırılmasını, müvekkilini iadesinin itibarının iadesine yönelik verilecek mahkeme ilamının bu dergi ve internet sayfasında yayınlanmasına, maddi tazminata yönelik haklarını saklı tutularak 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ile dava etmiştir.
Davalı ...; husumet itirazında bulunmuş ve şahsına yöneltilen iddiaların gerçek dışı olduğunu, reklamcı olduğundan verilen reklamı ücreti karşılığında yayınladığını, reklamın içeriğini ve doğruluğunu araştırma görevinin bulunmadığını savunarak davanın kendisi yönünden reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili; davacının kötü niyetli dava açtığını, davacının ... markasının kullanım hakkını 14/11/2013 tarihinde lisans sözleşmesiyle elde ettiğini, 18/11/2013 tarihinde müvekkillere ihtarname gönderdiğini ve 16/12/2013 tarihinde dava açtığını, davacının kullandığı markanın ... olduğunu, dava konusu ... markalı tabelanın müvekkil işletmesinde asılı olmadığını, müvekkili şirketin diğer davalı ... ... ile bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, ... Life dergisindeki yazılardan kendilerinin sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya dayanak markanın tescilli sahibi dava dışı ...olup, dava açılmadan önce davacının bu markanın lisansını noterde düzenlenen münhasır sözleşme ile aldığı, sonrasında davalıya markayı kullanmaması hususunda noter aracılığı ile ihtar göndermesine rağmen, davalının gerek işyerinin tabelasında, gerekse birçok materyalinde ... ibaresini markasal olarak kullandığı, marka üzerinde davalı yanın önceye dayalı kullanma ve markasal bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davalılar ... ve ...yönünden davanın reddine, davalı ... Paz. İnş. San. Tic. Ltd. Şti yönünden davanın kısmen kabulü ile, davacının Münhasıran lisansörü olduğu ... İbareli markayı davalının tabelasında ve materyallerinde kullanmak sureti ile tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve ref"ine, davalının ... ibaresi ile kullandığı materyal var ise toplatılarak imhasına, ... adlı sitede ... ibaresini içeren yayın var ise kaldırılmasına, takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti meni refi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, 6100 sayılı Yasa’nın 184. maddesine göre, hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder. Tahkikatın bittiğinin tefhiminden sonra, sözlü yargılama aşamasına geçileceği konusunda şüphe yoktur. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus, tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği celseden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için yeni bir gün tayininin zorunlu olup olmadığı hususudur.
Sözlü yargılama 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun"unun 186. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, "Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir." hükmünü amirdir.
Bu maddede, taraflara davetiye çıkarılacağı belirtilmiş ise de, HMK"nın 184. maddesine uygun olarak, tarafların tamamının hazır olduğu yargılama sırasında, hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verip, tarafların bütün tahkikat hakkındaki açıklamalarını dinleyip, tahkikatı gerektiren bir hususun kalmadığını belirledikten sonra, yüzlerine karşı tahkikatın bittiğini tefhim etmişse, sözlü yargılama hakkında da görüşlerini sorması gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, taraflardan bir kısmının hazır olmaması veya hazır olan taraflardan biri ya da tamamının, mahkemeden sözlü yargılama için duruşma günü tayin edilmesini istemeleri halinde, sözlü yargılama için HMK"nın 186. maddesine uygun olarak duruşma günü belirlenmesi ve bu durumun duruşmada olmayan taraflara meşruhatlı davetiye ile tebliğ edilmesi gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, tarafların tamamının hazır ve sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesini istemediklerini beyan etmeleri halinde, bu husus duruşma tutanağına yazıldıktan sonra, sözlü yargılamaya geçilir, taraflara HMK"nın 186/2. maddesine göre son sözleri sorulur, son sözleri dinlendikten sonra, mahkeme hükmünü verir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, hükmün tefhim edildiği 24.05.2016 tarihli celsede, tahkikatın bittiği ve sözlü yargılamaya geçildiği bildirilmeden, taraflara son sözleri sorulmadan karar verilmiştir. ./..
Yukarıdaki açıklanan yasal düzenlemelere uyulmadan hüküm kurulması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Mahkemece, bu hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı ... Pazarlama İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının, şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Pazarlama İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Pazarlama İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı şirkete iadesine, 20/06/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
6100 sayılı HMK"nın Geçici 3/2. maddesi delaletiyle temyiz incelemesinde uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK"nın 5236 sayılı Yasa ile değişiklikten önceki 428/2. maddesi "Usulü muhakemeye muhalefetten dolayı bir hükmün nakzolunabilmesi mahkemeye ait vezaifte usulü muhakemenin ihlal olunmasına ve işbu kusur ve hatanın lahik olan hükmü tağyir edecek derecede bulunmasına veya müddei, yahut müddeaaleyh tarafından usulü muhakemenin tağyir ve ihlal olunduğunu ispat edecek derecede itiraz olunup da mahkemede tetkik edilmemiş olmasına mütevakkıftır." hükmünü içermektedir. Yerel mahkemece sözlü yargılama için duruşma günü belirlenip davalı şirket vekiline tebliğ edilmemiş olması, 6100 sayılı HMK"nın 186. maddesindeki usul hükmünün ihlali niteliğinde ise de, yukarda anılan kanun hükmü doğrultusunda, tek başına bozma sebebi olarak kabul edilemez.
Öte yandan, Daire çoğunluğunun sözlü yargılama için gün tayin edilip tebliğ olunmasından sarfınazar edilmiş olmasına ilişkin usul hatasının, hukuk davaları bakımından adil yargılanma hakkını düzenleyen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesi ile hukuki dinlenilme hakkına ilişkin HMK"nın 27. maddesi bakımından, kararın salt bu nedenle bozulmasını gerektiren ağır bir ihlal olarak kabulü doğru olmamıştır. Mümeyyiz davalı vekili, temyiz dilekçesinde, kendisine, mahkemece söz konusu usuli imkanın sağlanmış olması halinde, verilmiş olan hükmü etkileyecek nitelikte bir savunma yapmak olanağından ne ölçüde yoksun kaldığına yönelik herhangi bir değerlendirmeye yer vermemiş, sadece son sözleri sorulmaksızın yargılamanın sona erdirildiğinden söz etmiştir. Bu durumda, var olan usuli eksiklik nedeniyle, adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ciddi biçimde ihlal edilmiş olduğundan söz edilemez.
Tüm bu nedenlerle Daire çoğunluğunun usul bozmasına katılmaya olanak görmüyoruz.