MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.05.2015 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 07.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ..." ın Köy Kanunu uyarınca adına 6.5.2005" de tahsis edilen 130 ada 2 parsel sayılı taşınmazı 23.9.2008 tarihinde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya satmayı vaat ettiğini, 3367 sayılı yasa gereği taşınmaza 10 yıl süre ile takyitlidir şerhi bulunduğundan davacının sözleşmeyi tapuya şerh ettiremediğini, 10 yıllık süre dolduktan sonra 8.5.2015 tarihinde tapuda taşınmaz satış vaadi şerhi koyulduğunu, ancak davacının tapudaki kayıt işlemleri sırasında tapuya 6.5.2015 tarihli haciz şerhi konulduğunu öğrendiğini, bu şerh kaydına göre alacaklı olan diğer davalı ..." ın davalı ..." ın kardeşi olduğunu, muvazaalı olarak tapuya böyle bir şerhin düşüldüğünü, bu nedenle hacizlerden ari olarak dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı ... vekili cevabında; 10 yıl takyitlidir şerhinin Köy Kanunu" na dayandığını, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinin geçerlilik doğuramayacağını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, 10 yıllık süre içinde köy kanunu uyarınca tahsisli yerin satışı vaat edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda; mahkemece 10 yıllık süre içinde satış vaadi sözleşmesi akdedilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; Köy Kanunu uyarınca tahsisi yapılan yerlerin 10 yıl içinde satışları yasak olup, satış vaadi sözleşmesi bir ön akit niteliğinde olduğundan yapılan satış vaadi geçerlidir. Ancak 10 yıllık süre içinde bu satış vaadinin ifa olanağı olmayıp 10 yıllık süreden sonra ifa olanağı doğmaya başlar. Davalı ... adına dava konusu 130 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tahsis tarihi 6.5.2005 olup, dava 10 yıllık süre geçtikten sonra açılmış olup ifa olanağı başladığından, yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan davacı vekili dava dilekçesinde tapuda alacaklı Ümran lehine konulan haczin muvazaalı olduğunu iddia etmiştir. 10 yıllık takyit süresinin dolduğu gün olan 6.5.2015 tarihinde haciz şerhinin konulduğu da dikkate alındığında davacının varsa muvazaaya ilişkin delilleri toplandıktan sonra muvazaayı ispatlaması halinde sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle kararın BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.