Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2251
Karar No: 2019/4348
Karar Tarihi: 15.05.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/2251 Esas 2019/4348 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/2251 E.  ,  2019/4348 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

    Asıl dava, davacısı tarafından açılan muvazaalı boşanma nedeniyle aylığın kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptaline, Kurum tarafından açılan birleşen dava ise; Kurumca yapılan yersiz ödemelerin yasal faizi birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karara karşı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen kararın, Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Asıl dava davacısı vekili tarafından; müvekkilinin babası üzerinden aldığı ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı gerekçesiyle kesilmesine dair kurum işleminin; babasının 10 yıl önce vefat ettiği, eşinden evine bakmadığı için ayrıldığı, eski eşi ile müşterek çocuklar için görüştüğü gerekçeleriyle iptalini ve de 01.04.2016 tarihinden itibaren alamadığı aylıkların faizi ile kendisine ödenmesini, davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep edilmiştir. Birleşen davada ise Kurum vekili tarafından, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi uyarınca 23.216,19 TL asıl alacak ve 2.182,78 TL faiz olmak üzere 25.398,97 TL"nin sarf tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili talep edilmiştir.
    II-CEVAP
    Asıl davada, davalı Kurum vekili, babası üzerinden ölüm aylığı alan ...’nün eski eşi ...ile beraber yaşayıp yaşamadığı hususun denetim yapıldığını, Kurum denetmeni tarafından davacının ...’nün ve eski eşinin aynı adreste ikamet ettiklerinin komşu beyanlarınca da tespit edildiğini, yapılan inceleme ve soruşturmalar neticesinde ... ile boşandığı eşinin fiilen beraber yaşadıkları tespit edildiğinden 5510 sayılı Yasanın 56. maddesi gereğince işlem yapılması gerektiğini kurumca yapılan bütün işlemlerin yasaya uygun olduğunu belirterek, davanın reddi gereğini savunmuştur.
    Birleşen davada, davalı vekili, 23.1.2014 tarihinde boşandığını, aradan 7 yıl geçtikten sonra eşinden ayrıldığını, kötüniyetli olsaydı babasının vefatından hemen sonra ayrılması gerektiğini, oturduğu evin babasından miras yoluyla geçtiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece Mahkemesince; kolluk araştırmasında davacı ve boşandığı eşinin farklı adreslerde yaşadıklarına dair tutanak tutulduğu, tüm tanık beyanlarının ve yine davacının ikamet ettiği yer mahalle muhtarı beyanlarının davacı ve boşandığı eşi ile birlikte yaşamadığı, davacının oğlu ile birlikte yaşadığına dair beyanda bulundukları, davacı eski eşinin birlikte oturduklarına dair yerleşim yeri adres beyan tarihinin 30.03.2007 olduğu, bu tarihlerde evli oldukları davacının daha sonra yerleşim yeri adresinin nüfus müdürlüğü kanalıyla değiştirmemesinden kaynaklı bu adresin kayıtlarda göründüğü, fiili durumun ise ayrı ayrı adreslerde yaşadığını gösterdiği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    Asıl dava davalısı Kurumun Kütahya 1. İş Mahkemesi kararını istinaf etmesi üzerine, davacı kadının boşandığı tarih olan 17.1.2014 tarihinde babasına ait ... adresine taşındığı burada oğlu ile birlikte yaşadığı kolluk araştırmasında ve mahkeme huzurunda dinlenen tanıkların beyanlarıyla ifade edildiği, muris ...’nün boşanma tarihinden çok önce vefat ettiği, davacının abonelik kaydının eski eşin adresi görülse de bu kaydın evli oldukları tarih olduğu gerekçeleri ile HMK‘nın 353/1-b maddesi 1.alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Asıl dava davalısı ve birleşen dava davacısı Kurum vekili; Kütahya Aile Mahkemesi karar metninde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle davacı ...’nün madde ve manevi tazminat talep etmeksizin, aralarındaki protokolü kabul ederek boşandıkları, 10.09.2015 tarihli çevresel soruşturmada, 19 numarada oturan isim ve imzadan imtina eden komşuları tarafından aynı adreste ikamet ettiklerinin beyan edildiği, Kütahya Belediyesi numarataj servisi ile yapılan görüşmede” P... Kütahya” adresinde 1964 doğumlu bir erkek, 1966 doğumlu bir kadına, 1940 doğumlu bir kadın ile çoccukların görüldüğünün belirtildiği, gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının Kurum lehine bozulmasını talep edilmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Asıl Dava, muvazaalı boşanma nedeniyle aylığın kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali, birleşen dava ise kurumca yapılan yersiz ödemelerin yasal faizi birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    Davanın, yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada: “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Düzenleme ile ölen sigortalının kız çocuğu veya dul eşi yönünden, boşanılan eşle boşanma sonrasında fiilen birlikte olma durumunda, ölüm aylığının kesilmesi ve ödenmiş aylıkların geri alınması öngörülmektedir. Buna göre, daha önce sosyal güvenlik kanunlarında yer almayan, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşama olgusu, gelir veya aylık kesme nedeni ve bağlama engeli olarak benimsenmiştir.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 59/2. maddesinde: “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
    5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu nedenle Anayasanın 20"nci maddesi ile 5510 sayılı Kanun, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, 4857 sayılı İş Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacının ve boşandığı eşinin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiğini saptanmalı, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davacının ve boşandığı eşinin kayıtlı olduğu adreslerde kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının babası ...’nün 07.10.2007 tarihinde vefat ettiği, davacının 23.01.2014 tarihinde eski eşinden boşandığı, vefat eden babasından dolayı aldığı aylıklar dolayısı ile muvazaalı boşanma gerekçesi ile 24.03.2014 - 22.04.2016 tarihleri için 23.216,19 TL borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır.
    Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece davacı ile boşandığı eşinin belirlenen adreslerdeki komşuları, kapıcılar, yöneticiler tanık sıfatıyla re"sen dinlenilmeli ve böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği toplanan tüm delillerin sonucuna göre şüphe bırakmayacak şekilde ortaya konulmalı, elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine, kararın bir örneğini Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 15/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi