Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7449
Karar No: 2017/554
Karar Tarihi: 24.01.2017

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/7449 Esas 2017/554 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ve resmi tatil ücreti alacaklarının ödetilmesini talep etmiştir. Yerel mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiş ve davacının kıdem tazminatına hak kazandığını belirterek davalıdan tahsil edilmesine hükmetmiştir. Ancak davalı vekili kararı temyiz etmiştir. Yargıtay ise, davacının 01.01.2008 tarihinden önce davalı şirkette alt işverenler nezdinde çalıştığı dönem için idari yargının görevli olduğunu belirtmiş ve istemin tefrik edilerek, bu dönem için usulden red kararı verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, davacının çalıştığını iddia ettiği dönemlerde davalı işyerinde çalışmadığı belirlenmiş, bu nedenle hizmet süresinin belirlenmesi gerektiği anlatılmıştır. Sonuç olarak, davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı araştırılmalı ve hak kazanıyor ise bu tarihteki ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır.
Kanun Maddeleri:
- 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. Maddesi
- 5393 sayılı Beled
9. Hukuk Dairesi         2015/7449 E.  ,  2017/554 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ve resmi tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, 01.12.1998 tarihinden 24.06.2013 tarihine kadar davalı Belediyenin İdari İşler Müdürlüğünde çalıştığını, 01.01.2008 tarihine kadar olan çalışmalarının davalının taşeronlarında gerçekleştiğini net aylığının en son 2400 TL yemek ücreti dahil net olduğunu, taşeronlarda çalıştığı süre içinde yıllık izinlerini kullanmadığını, sözleşmeli personel olduktan sonra fazla çalışma yaptığını, haftada 5 gün çalışmasına rağmen ayda genellikle 2 cumartesi ve 2 Pazar çalıştığını, resmi tatillerin tamamında ve dini bayramların 2 gününde çalıştığını, bu çalışmalara karşılık nöbet izni kullandırılacağını söylendiğini, işten ayrıldığında 200 günlük nöbet izni bulunduğunu, bedellerinin ödenmediğini, emsal dosyalarda kararların çıktığını, iş akdinin hizmetlerine gerek kalmadığı için feshedildiğini, taşeronda geçen sürenin alacaklarının ödenmediğini belirterek, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının davalı ... Başkanlığından tahsilini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, husumet, görev ve zamanaşımı itirazında bulunarak, yüklenici şirketlere belediye arasında alt işveren-üst işveren sözleşmesi olmadığı, davacının bu firmalara teşmil edilmesi gerektiğini, davacın 01.01.2008 tarihi itibariyle iş akdini kendisinin satüsünü değiştirmek amacıyla 01/01/2008 tarihinde sonlandırdığını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi hesap raporlarına itibar edilerek ve dava konusu alacakların talep edildiği dönem davacının işçi statüsünde olması sebebiyle mahkememizin davaya bakmaya görevli ve yetkili olduğu kabul edilerek, 24/06/2013 tarihli davacının iş akdinin davalı işverenlikçe davacıya hizmet alımı sebebiyle feshedildiğine dair fesih yazısı örneği,25/07/2013 tarihli kıdem tazminatı çizelgesi örneği,ödeme emri belgeleri ve tüm dosya kapsamına göre; Davacının davalı ... Başkanlığına ait işyerinde farklı alt işverenlikler işçisi olarak davalının satın aldığı hizmet kapsamında idari işler personeli olarak bir dönem sözleşmeli personel statüsünde, bir dönem ise işçi statüsünde çalıştığı, davacının davaya konu ettiği işçilik alacaklarının 01/12/1998 ve 31/12/2007 tarihleri arası döneme ilişkin olduğu, davacı vekilinin bu konuda 02.10.2013 tarihli duruşma beyanı ve yine 02.10.2013 havale tarihli yazılı dilekçe ile açıklamada bulunduğu ve talebini belirttiği, tanık beyanlarına göre 31/12/2007 tarihi itibariyle davacının net 1.200 TL aylık ücret aldığı, davacının iş akdinin sonraki dönemde 24/06/2013 tarihli yazılı fesih bildirimi ile sonlandırıldığı da dikkate alındığında davacının kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde iş akdinin sonlandırıldığının kabulü gerekeceği, talep edilen döneme ilişkin davacının kıdem tazminatının ödenmediği, davalıdan tahsili gerekeceği, yine davalının asıl işveren olması sebebiyle davacının hak kazandığı kıdem tazminatından sorumlu olduğu, davaya karşı zamanaşımı dikkate alındığında davacının hafta tatili ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil alacağı, yıllık izin ücret alacağı taleplerinin 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğundan dava tarihi itibariyle bu alacakların zamanaşımına uğradığından hafta tatili ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil alacağı, yıllık izin ücret alacağı taleplerinin ise ayrı ayrı reddi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne ve 15.097,37 TL net kıdem tazminat alacağının fesih tarihi 01/01/2008 "den itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, diğer isteklerin reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. Maddesine göre; İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur. İş mahkemesinin diğer kanunlardaki ayrık düzenlemeler hariç görevli olması için taraflar arasında iş ilişkisi bulunması gerekir. Taraflar arasındaki ilişkinin iş ilişkisi dışında diğer iş görme edimi içeren özel sözleşmeler(vekalet, eser, ortaklık gibi) olması halinde genel hukuk mahkemelerinin (görev uyuşmazlığı), statü hukuku kapsamında olması halinde ise idari yargının görevli olması (yargı yolu uyuşmazlığı) sözkonusu olacaktır.
    Somut uyuşmazlıkta davalı ... tarafından aradaki ilişki 24.06.2013 tarihinde sona erdirilen ve 01.01.2008-24.06.2013 arası sözleşmeli çalıştığı dönem için çizelgeye göre kıdam tazminatı adı altında ödeme yapılan davacı, 01.01.2008 tarihinden önce davalı ...’nda alt işverenler nezdinde geçen hizmet süresi için kıdem tazminatı ile işçilik alacaklarının ödenmediğini iddia ederek talepte bulunmuştur. Talepte bulunurken de ayrıldığı tarihteki ücret üzerinden kıdem tazminatı talep etmiştir.
    Dosya içeriğine göre davacı 01.01.2008-29.06.2013 arası 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 49. Maddesi uyarına sözleşmeli personel olarak çalıştırılmıştır. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49/3 maddesi kapsamında çalışanlarla yapılan sözleşmelerin iş sözleşmesi olmadığı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B maddesi uyarınca bu şekilde çalıştırılan kişilerin sözleşmeli personel olacağı ve işçi sayılmayacakları ve çalıştıkları kurumla arasında çıkan uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olacağı açıktır (Y. 9. HD. 05.07.2010 gün ve 2010/21286E, 2010/21920 K). Ancak sözleşmeli personel bu statüye geçmeden önce iş ilişkisi kapsamında çalışmış ise iş ilişkisi kapsamında kaldığı süre ile ilgili işçilik alacakları ile ilgili uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerekir (Y. 9. HD. 03.11.2011 gün ve 2009/22356 E, 2011/34266 K.).
    O halde davacının son ücret üzerinden talep etmesi nedeni ile 01.01.2008-24.06.2013 dönemi için arada iş ilişkisi olmadığından istemin tefrik edilerek, bu dönem için idari yargı görevli olduğundan yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmesi gerekir.
    2. Davacının alt işverenler nezdinde geçen ve iş sözleşmesi ile çalıştığı 01.01.2008 tarihinden önceki dönem için mahkemenin kendini görevli kabul etmesi ve zamanaşımı itirazı nedeni ile iş ilişkisinin sonra erdiği 31.12.2007 tarihi itibari ile yıllık izin ve tatil ücret alacaklarının reddine karar verilmesi isabetlidir. Ancak davacının çalıştığını iddia ettiği çalışma dönemlerinde 01.09.1998-22.01.2001 arası ile 19.07.2005-08.11.2005 arası davalı ... işyerinde çalışmadığı belirlenmiş ve bilirkişi bu dönemleri dışlayarak seçenekli hesap yapmıştır. Gerçekten de davacının anılan dönemlerde davalı ... işyerinde çalışmadığı dosyadaki kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının 22.01.2001-19.07.2005 ve 08.11.2015-31.12.2007 arasında çalıştığı kabul edilmelidir. Hizmet süresi bu şekilde belirlendikten sonra ise davacının 31.12.2007 tarihi itibari ile 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesi uyarınca kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, hak kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmalı ve hak kazanıyor ise bu tarihteki ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Mahkemece davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı araştırılmadan, kesintisiz 1998 tarihinden itibaren çalışmayı kabul eden ve sözleşmeli personel dönemini de kapsayan süre de katılarak belirlenen kıdem süresine göre yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulması hatalıdır.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi