Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13840
Karar No: 2018/13031
Karar Tarihi: 02.10.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/13840 Esas 2018/13031 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/13840 E.  ,  2018/13031 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.10.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ve vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları Memnune"nin, 1034 ada 2 parsel (eski 217 parsel) sayılı taşınmazdaki payını davalı oğlu ..."i vekil tayin ederek dava dışı ..."e satış suretiyle devrettiğini, bilahare dava dışı kardeşi ..."nın dava dışı paydaşlar ... ve ... aleyhine ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/139 E sayılı dosyasında şufa davası açarak murisin de payının içinde bulunduğu 17/32 payın adına tescilini sağladığını ve adı geçenin anılan payları 12.01.2007 tarihinde davalı kardeşine devrettiğini, tüm devirlerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, şufa davasının ve ara malik ..."ya devrin muvazaayı gizleme amaçlı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, mirasbırakanın borca batık olduğu için ihtiyaç nedeni ile dava konusu taşınmazdaki payını sattığını, murisin dava dışı taşınmazlarının bulunduğunu, davacıların temliki öncesinde bilmelerine rağmen şufa davası açmadıklarını, dava dışı kardeşleri ..."nın açtığı ve kesinleşen şufa kararı ile muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini ve kendisinin de ..."dan bedeli karşılığında pay satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1931 doğumlu mirasbırakan Memnune"nin 18.11.1998 tarihinde öldüğü ve geriye davacı çocukları ..., ..., ... . ile davalı oğlu ... ve dava dışı kızları ..., ..., ... ile ..."in kaldıkları, mirasbırakanın çekişme konusu 217 parsel(yeni 1034 ada 2 parsel) sayılı taşınmazdaki 8/32 payının davalı vekili ... tarafından 17.02.1997 tarihinde dava dışı ..."ya satış suretiyle devredildiği, dava dışı mirasçı ..."nın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/139 E sayılı dosyasında dava dışı paydaşlar
    ... ve mirasçılar ... ve ..."den pay temmelük eden dava dışı ... aleyhine şufa davası açtığı ve yargılama sonunda murise ait 8/32 pay da dahil olarak 17/32 payın adına tesciline karar verilip anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiği, ..."nın anılan 17/32 payın tamamını 12.01.2007 tarihinde davalı kardeşi ..."e satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun 706., Türk Borçlar Kanunu"nun 237. (Borçlar Kanunu"nun 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. HMK 190. madde ve TMK 6. madde hükümleri gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
    Somut olaya gelince; temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu ileri sürülerek eldeki dava açılmış ise de, davacı tanıklarının temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı değil alacaklılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı yönünde beyanları bulunmakta olup bu husus mahkemenin de kabulündedir.
    Hal böyle olunca, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi