11. Hukuk Dairesi 2016/12396 E. , 2018/4615 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24.06.2016 tarih ve 2014/192-2016/563 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 22.420 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili tarafından ... ... Ltd. Şti."ye satılan shirink ambalaj makinesinin alıcıya teslim edilmek üzere davalı şirkete 01.02.2013 tarihinde teslim edildiğini, makinelerin bedeline istinaden alınan çekler ödenmediğinde alıcısı firma ile görüşüldüğünü ve makinenin kendilerine teslim edilmemiş olduğunun öğrenildiğini, davalı şirketten teslime dair belge istendiğini, sunulan ambar tesellüm fişi incelendiğinde makinenin şirket yetkilisine teslim edilmediğinin anlaşıldığını, taşıyıcı davalı şirketin ağır kusurlu hareketi ile alıcısına malı teslim etmeyip müvekkilini zarara uğrattığını ve TTK 880. maddesi gereğince sorumlu olduğunu, mal bedelinin tahsili için başlatılan takibe de haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilince taşınan yükün ambar tesellüm fişi ile alıcı şirket ortağı ve yetkilisi ...imzasına teslim edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının taşıyıcı olarka teslim aldığı malı alıcısına teslimle yükümlü olduğu, sunulan ambar tesellüm fişi ve tanık beyanlarına göre malın alıcı firma yetkilisine teslim edilmiş olduğu, navlun borcundan gönderilen/alıcı firmanın sorumlu olduğu ve davalı defterlerinde navlun bedelne ilişkin düzenlenen faturanın kayıtlı olduğu ve bedelinin tahsil edildiği, malın menfaat sahibinin artık gönderilen olduğu, gönderilen navlunu ödeme borcu altına sokulmuş olmakla davalıya karşı zayi veya hasar ya da gecikme zararlarının tazminini talep hakkı sahibi olduğu, davacının taşımacılık kaynaklı zararının sabit olmadığı, davacının taşıma konusu mal bedelini dava dışı müşterisinden tahsil edemese dahi sözleşmenin nisbiliği kuralı gereği davalının herhangi bir yükümlülük altında olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşımaya konu emtianın alıcısına teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın davalı taşıyıcıdan tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarına itibar edilerek, davalının malı alıcısına teslim ettiği, kaldı ki navlun ödeme borcu da alıcı/gönderilene ait olduğundan mal ile ilgili talepte bulunma hakkının da artık davacı/gönderene ait olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, ticari defterlerinden de anlaşıldığı üzere davacı taşınmak üzere davalıya teslim ettiği malın bedelini tahsil edememiş olup, işbu davayı da alıcının malı teslim almaması nedeniyle mal bedelini ödemekten imtina ettiği iddiasına dayandırmıştır. Davalı taraf ise, taşımaya konu malı, alıcı şirketin yetkili temsilcisi olan ... imzasına teslim ettiğini savunmuş ve bu doğrultuda tanık dinletmiştir. Mahkemece, davadışı alıcı şirketin ticaret sicil kayıtları ve imza sirküleri dosyaya getirtilmiş, ancak davalı tarafından sunulan ambar tesellüm fişindeki teslim alan imzasının ..."na ait olup olmadığı konusunda imza incelemesi yaptırılmaksızın, davanın reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK 875. madde hükmü uyarınca, davalı taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olup, taşınmak üzere kendisine teslim edildiği uyuşmazlık dışı olan malı gönderilene teslim ettiğini de usulüne uygun biçimde ispat etmekle yükümlüdür. Bu kapsamda, ispat vasıtası olarak sunulan ambar tesellüm fişindeki teslim alan imzasının sahte olduğu ileri sürülmüş olup, mahkemece sahteliği ileri sürülen imza üzerindeki teslim aldığı yazılı olan şahsın isticvap edilmesine karar verilmiş ise de, şahıs bu davete icabet etmemiş, yapılan zabıta araştırmasında da, alıcı şirketin ticaret siciline kayıtlı adresinde bulunmadığı bilgisine ulaşılmıştır. Mahkemece, davalının ticari defterlerinde navlun faturasının kayıtlı olduğu gerekçesiyle başka bir inceleme yapılmaksızın davalının malı teslim borcunu yerine getirdiği kanaatine varılmış ise de, yapılan incelemenin 6100 sayılı HMK’nın 211. 217. ve 221. maddelerine uygunluğundan söz edilemeyecektir.
Bu durumda, taşımaya konu malı alıcısına teslim ettiğini ispat yükü davalıya ait olup, ambar tesellüm fişinde önce “imza alınamadı” yazılıp sonra üstü çizilerek ... imzasına teslim edilmiş görülmekte ise de, davalı tarafından malın tesliminde kimlik ibrazının istenmediğinin açıkça ikrar edildiği de gözetilerek ...’nun resmi dairelerde bulunan ve incelemeye esas alınabilecek imza örneklerinin temini ile ambar tesellüm fişinin aslı üzerinden imzanın karşılaştırılmasının yapılarak sonucuna göre bir değerlendirme yapılması gerekirken, eksik inceleme sonucunda davanın yazılı gerekçelerle reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA; ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.