11. Hukuk Dairesi 2016/12143 E. , 2018/4614 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24/03/2015 tarih ve 2013/286-2015/185 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı (temlik alan) TMSF vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların, kasa hesabında muhasebe kayıtlarında gözükmekle birlikte fiilen mevcut olmayan nakit paranın gerekli takip yapılmayarak zarara dönüşmesine sebep olduklarını, mahkemece verilmiş tedbir kararına rağmen grup şirketi ... Elektrik Sanayi A.Ş."ye kasa hesabından nakit olarak 3.100.00 TL"nin ticari dayanaksız ödendiğini, 20.06.2003 tarihli Olağan Genel Kurul"da şirket sermayesinin arttırıldığını, ancak o döneme ait yönetim tarafından arttırılan sermayenin tahsil edilmediğini, yönetim kurulu üyelerinin sermaye apel ödemesi için ortaklara gerekli çağrıları zamanında yapmayarak ana sözleşmede belirtildiği zamanında ödemesini sağlamadığı, denetim kurulu üyelerinin ise uyarmayarak sorumlu olduklarını, bu şekilde şirketi zarara soktuklarını ileri sürerek, 10.000 TL"nin davalıların sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesinde, tespit edilen ortaklık zararının 254.215,87 TL olduğunu belirterek 254.215,87 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalı ..., ... vekilleri, müvekkillerinin yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde hiçbir hukuka aykırı durumunun doğmadığı, davacı şirkette zarar durumunun gerçekleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., denetim kurulu üyesi olduğu dönemde hiçbir hukuka aykırı durumun doğmadığını, davacının zararının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., işini kaybetmemek için sözde denetçi olduğunu, bir sekreter olarak denetçilik vazifelerini yerine getirmek için gerekli bilgi ve donanıma sahip olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı grup şirketi ... Elektrik San A.Ş."ne aktarılan 3.100TL için tüm ticari defter ve kayıtlarında herhangi bir açıklama olmadığı, tahsilat makbuzu üzerinde sadece ""cari hesaba mahsuben tahsil edildi"" beyanı bulunduğu, grup şirketlerin ticari hayatın olağan akışı içinde karşılıklı para transferleri yapmasının makul ve ticari prensiplere uygun olduğu, haksız fiil kapsamında değerlendirilemeyeceği, paranın grup şirketten temini olanağı olduğu, davacı şirket tarafından borçlu şirketin takip edilmesi ve takiplerin semeresiz kalması ve bu sebeple de yönetim ve denetim kurulu üyelerine yönelinmesi hususlarındaki koşulların da gerçekleşmemiş olduğu, bu işlemden davacı yanın zarar görmediği gerekçesiyle davacının bu alacak talebinin reddine, arttırılan sermayenin 1.000.000TL "lik kısmın 1/4 "ünün tescil tarihinden engeç 3 ay içerisinde, kalanının ise 12.06.2006 tarihinde ödeneceğinin belirlendiği, arttırılan sermayenin 1/4 "ünü teşkil eden 250.000TL"nin TMSF tarafından temlik alınması öncesinde ödenmediği, yönetim kurulu ve denetçilerin arttırılan sermayeye katılınması için herhangi bir çağrıda bulunmadıkları, 6762 sayılı TTK 336 maddesi gereği kanun ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri yerine getirmeyen yönetim kurulu üyelerinin bu yüzden doğan zararlardan dolayı sorumlu oldukları, denetçilerin de TTK 359 madde uyarınca sorumlu oldukları, bu konuda kusursuzluklarını ispat edemedikleri, ortakların sermaye borçlarını yerine getirmemelerinin şirketi mutlak surette zarara uğrattığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 250.000 TL "nin 29/09/2003 tarihinden itibaren, 3095 sayılı Yasa"nın 2/2 maddesi uyarınca işleyecek değişen oranlı ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilde tekerrür olmamak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı (temlik alan) TMSF vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı (temlik alan) TMSF vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı(temlik alan) TMSF vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; ancak, 5411 sayılı Kanun"un 133/son maddesi, bu madde kapsamında açılan veya açılacak davalar ile kanuni halef sıfatıyla takip edilen davalarda, lehine hükmedilen taraf için vekalet ücretinin maktu olarak belirleneceği hükmünü haiz olup, mahkemece, davalılar ... ve ... yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün anılan yönden davacı TMSF yararına düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı (temlik alan) TMSF vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı (temlik alan) TMSF vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün 6. numaralı paragrafından “1.572,00 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “1.500,00 TL” ibaresinin eklenmesine, kararın bu şekilde davacı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.