Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14379
Karar No: 2016/2418
Karar Tarihi: 25.02.2016

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/14379 Esas 2016/2418 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2015/14379 E.  ,  2016/2418 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 13/01/2015 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1- Davacının davalı ..."a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2- Davacının davalı ..."e yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, davalı eşin evlilik birlikteliğinden kaynaklanan sadakat yükümlülüğüne uyulmaması nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğramasından dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, aile mahkemesinin görevli olması gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz olunmuştur.
    Davacı, davalı eşi ... ile diğer davalının evlilik birliktelikleri içinde ilişki kurarak kendisini aldattıklarını iddia ederek uğradığı manevi zararın ödetilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacı ile davalı ..."in halen resmi nikahla evli olup tazminat isteğinin dayanağı olan sadakat yükümlülüğü Türk Medeni Kanunu"nun ikinci kitabının ikinci bölümünde düzenlendiğinden eşe yönelik davaya bakma görevinin Aile Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
    Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden davacı ile davalılardan ..."in resmi nikahla evli oldukları anlaşılmakla birlikte, dava dilekçesindeki iddianın ileri sürülüş biçimi itibari ile eldeki davanın yasal dayanağı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve izleyen maddelerinde düzenlenmiş olan haksız eyleme ilişkin kurallardır. Haksız eyleme dayalı sorumluluk nedeniyle açılan davalarda genel mahkemeler görevlidir.
    Şu durumda mahkemece uyuşmazlığın çözümünde görevli olduğu benimsenerek işin esası incelenip karar verilmesi gerekirken aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş olması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle Başkan V. ... ile Üye ..."nin karşı oylarıyla oyçokluğuyla davacı ... yararına BOZULMASINA, davacının davalı ..."a yönelik temyiz itirazlarının ise ilk bentte açıklanan nedenlerle Başkan V. ... ile Üye ..."ın karşı oyları ile oyçokluğu ile reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/02/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava, davacının sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davalı eşi ile birlikte olduğu diğer davalıdan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı eş yönünden aile mahkemesi görevli olması nedeniyle, dava şartı noksanlığından usulden reddine, diğer davalı açısından ise, davanın reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından temyiz edilen hüküm Dairemiz çoğunluğunca davalı eş hakkında verilen hüküm bozulmuş, diğer davalı hakkında verilen karara dair davacının temyiz itirazları reddedilmiştir.
    Daire çoğunluğu ile aramdaki uyuşmazlık, davalı eş bakımından davaya, asliye hukuk mahkamesinde mi yoksa, aile mahkemesinde mi bakılacağı ve diğer davalının manevi tazminattan sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Davanın açıldığı tarih itibariyle, taraflar arasındaki evlilik birliği devam etmektedir. 4787 sayılı Kanun"un 4. maddesi Türk Medeni Kanunu"nun ikinci kitabının birinci ve ikinci kısmı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işlerin aile mahkemesinde görüleceği öngörülmüştür.
    Sadakat yükümlülüğü, TMK"nın ikinci kitabının birinci kısmının üçüncü bölümündeki 185. maddede düzenlenmiştir.Aile hukukundan kaynaklanan bir sorumluluk olan sadakat yükümlülüğüne aykırılığı belirleme görevi aile mahkemesine aittir. Aldatan eşin bu eyleminin genel hükümlere göre haksız fiil sorumluluğu kapsamında değerlendirilmesi TMK"nın 185. maddesi ile 4787 sayılı Kanunu"un 4. maddesine açıkça aykırıdır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır.
    Diğer yandan; HMK"nın 114/c maddedesi, mahkemenin görevini dava şartı olarak kabul etmiş, 115/1-2. maddesi dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddeileceğini öngörmüştür.
    Tüm bu nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddedilmesi gerekirken bozulmasına ilişkin çoğunluk kararının (2) numaralı bendine katılmıyorum.
    Diğer yandan;
    Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girmelerinin yanında, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumlulukları bulunmaktadır. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukukunca korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Bu davranış da açıkça haksız eylem niteliğindedir.
    Eş söyleyişle, esasen dava dışı eşin evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümü bulunmakla birlikte, onun evli olduğunu bilen ve buna rağmen onunla birlikte ilişkiye giren davalının da dava dışı eşin sadakatsizlik eylemine katıldığında, her ikisinin de bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilen sorumlu olduklarında kuşku bulunmamaktadır. O halde, Türk Borçlar Kanunu’nun 61. (Borçlar Kanunu’nun 50. md.) maddesinde düzenlenen birden fazla şahsın müşterek kusurlarıyla bir zarara yol açmaları, diğer bir deyimiyle tam teselsül hali mevcut olup, davalı doğan zarardan davacının eşi ile birlikte müteselsilen sorumludur.(HGK 2010/4-129 E. - 173 K.)
    Müteselsilen sorumluluğun bulunduğu durumda da davacı, alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi, bunlardan biri veya birkaçından da isteyebilir. (HGK 12.11.2003 gün ve 2003/9-685 E. - 690 K.)
    Hal böyle olunca; mahkemece, öteki davalının açıklanan şekilde gerçekleşen eyleminden sorumluluğu kabul edilerek davacı yararına uygun bir miktar tazminata karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmamıştır. Yukarıda belirttiğim nedenlerle, davacının temyiz itirazlarını reddeden çoğunluk kararının (1) numaralı bendine de katılmıyorum. 25/02/2016

    KARŞI OY YAZISI

    Dava, davalı ..."ın davacının diğer davalı eşi ile birlikteliğinden kaynaklanan haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık evlilik dışı birlikteliğin haksız fiil olarak kabul edilip edilemeyeceği dolayısıyla davalının bu eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine karşı sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukuku tarafından korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Davalının bu davranışı da açıkça haksız eylem niteliğindedir.
    Eş söyleşiyle, esasen dava dışı eşin evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümü bulunmakla birlikte, onun evli olduğunu bilen ve buna rağmen ilişkiye giren davalının da eşin sadakatsizlik eylemine katıldığında, her ikisinin de bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilen sorumlu olduklarında kuşku yoktur. Türk Borçlar Kanunu"nun 61. (Borçlar Kanunu"nun 50. md.) maddesinde düzenlenen birden fazla şahsın müşterek kusurlarıyla bir zarara yol açmaları, diğer bir deyimle tam teselsül hali mevcut olup, davalı doğan zarardan davacının eşi ile birlikte müteselsilen sorumludur. (HGK. 2010/4-129 E-173 K)
    Müteselsil sorumluluğun bulunduğu durumlarda davacı alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi, bunlardan biri veya birkaçından da isteyebilir. (HGK. 12/11/2003 gün ve 2003/9-685 E, 690 K)
    Mahkemece, davalı ... açıklanan şekilde gerçekleşen eyleminden sorumluluğu kabul edilerek davacı yararına manevi tazminata karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumdan yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin hükmünün Dairemiz sayın çoğunluğu tarafından onanmasına ilişkin kararın (1) nolu bendine katılamıyorum. 25/02/2016

    KARŞI OY YAZISI

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun (2) nolu bendindeki bozma kararına katılmıyorum. 25/02/2016





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi