Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/5302 Esas 2019/8832 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5302
Karar No: 2019/8832
Karar Tarihi: 24.12.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/5302 Esas 2019/8832 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, köy kadastro çalışmaları sonucunda tespit ve kayıt edilen taşınmazın, asıl sahibi olan babasının yerine dedesi adına tescil edildiğini iddia ederek, tescilin iptalini ve babası Mehmet Çelik mirasçıları adına tescilini talep etmiştir. Yerel mahkeme davanın usulden reddine karar vermiş, istinaf kanun yoluna başvurulmuş, ancak yerel mahkeme kararı kesin olduğu için istinaf başvurusu kabul edilmemiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise davanın süresinde açıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulması gerektiğini talep etmiştir. Olayda, taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonrasında, 01.07.2008 tarihinde kesinleştiği, dava tarihinin süresinde açıldığı ve bu sürenin son günü olan 01.07.2018 tarihinde resmi tatil gününe denk geldiği ancak, sürenin takip eden ilk iş günü sonunda bittiği anlaşılmıştır. Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteği kabul edilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi hükümleri ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 93. maddesi belirtilmiştir.
16. Hukuk Dairesi         2019/5302 E.  ,  2019/8832 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucunda, ... Köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 9 parsel sayılı 575,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, ölü olduğu belirtilmek suretiyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ...; taşınmaz, babası ..."ya ait olduğu halde dedesi ... oğlu ... adına tespit edildiğini öne sürerek, davalılar adına oluşan tapu kaydının iptali ile murisi Mehmet Çelik mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; davacı kararın bozulması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuş, Ankara BAM 12. Hukuk Dairesinin 22.01.2019 tarih 2018/2631-2019/36 Esas, Karar sayılı ilamıyla yerel mahkemece verilen hükmün kesin olması nedeniyle, istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinin HMK"nın 341/2. ve 352/1. maddesi gereğince reddine karar verilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 20.08.2019 tarih 2019/61978 sayılı yazısı ile; kadastro tespitinin 01.07.2008 tarihinde kesinleştiği, HMK"nın 118/(1) maddesinde, dava dilekçesinin kaydedildiği tarih itibariyle davanın açılmış sayılacağının düzenlenmesi karşısında, dava dilekçesi üzerine hakim havalesinin yapıldığı, 29.06.2018 tarihi esas alındığında dava tarihi itibarıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/2. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmediği, kaldı ki; 10 yıllık hak düşürücü sürenin son gününün 01.07.2018 pazar gününe denk geldiği, yasa gereği sürenin 02.07.2018 gününe uzayacağı ve davanın yine süresinde açıldığının kabulü gerektiği, bu nedenle mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu belirtilerek, Mahkemenin 31.10.2018 tarih 2018/112-218 Esas, Karar sayılı kararının HMK"nın 363/1. maddesi gereğince kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
    Mahkemece; 10 yıllık hakdüşürücü sürenin 01.07.2018 tarihinde dolduğu, davanın ise harcın yatırıldığı 02.07.2018 tarihinde açıldığı, bu nedenle hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde; bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı; 6100 sayılı HMK"nın 93.maddesinde ise, resmî tatil günlerinin, süreye dâhil olduğu, sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, sürenin tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biteceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamına göre, çekişmeli 116 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 2007 yılında tespitinin yapıldığı, 30.05.2008-30.06.2008 tarihleri arasında askı ilanına çıkarıldığı ve askı ilan süresi içinde dava açılmadığından 01.07.2008 günü kesinleştiği davanın, kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak açılmış olması nedeniyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu 01.07.2018 tarihine kadar (01.07.2018 günü de dahil) açılması gerektiği, sürenin son günü olan 01.07.2018 tarihinin resmi tatil günü olan pazar gününe denk gelmesi nedeniyle sürenin tatili takip eden ilk iş günü olan 02.07.2018 günü mesai bitiminde sona ereceği, dosyanın 02.07.2018 günü tevzii formu düzenlenmek suretiyle UYAP sistemine kaydedildiği ve aynı gün başvuru harcının yatırıldığı anlaşılmakta olup, bu haliyle davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir.
    Hal böyle olunca; açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulüne, .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 31.10.2018 tarih 2018/112 Esas, 2018/218 Karar sayılı hükmünün sonuca etkili olmamak ve hükmünün hukuki sonuçları saklı kalmak üzere kanun yararına BOZULMASINA, gereği yapılmak ve Resmi Gazete"de yayımlanmak üzere bozma kararının bir örneği ile dosyanın Yüksek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na GÖNDERİLMESİNE, 24.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.