7. Ceza Dairesi 2019/2284 E. , 2020/973 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bankacılık Kanununda zimmet
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Müştekiler ... ve ... vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Banka zimmeti suçlarında doğrudan zarar görenin banka olduğu, sanığa atılı zimmet suçundan doğrudan zarar görmeyen açılan davaya katılmaya ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından, müştekiler vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II) Sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz talebinin incelenmesinde ise;
18.06.1999 tarih ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 24/2.maddesine göre "Bu maddeye göre açılacak davalar, ilgili bankanın merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemelerde görülür." 26.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren 5020 sayılı Kanun ile maddede yapılan değişiklikle "22.maddenin (3) ve (4) numaralı fıkrası kapsamında veya bu suçlarla bağlantılı olup da Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına giren suçlara ait davalar ilgili bankanın bulunduğu ilin adıyla anılan (1) numaralı Ağır Ceza Mahkemelerinde görülür. Gerekli görülen yerlerde Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu tür suçlara bakmak üzere o yerlerdeki diğer ağır ceza mahkemeleri de görevlendirilebilir veya yeni ağır ceza mahkemesi de kurulabilir" hükmü getirilmiştir. Bu değişiklik uyarınca Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 29.12.2003 tarih ve 610 sayılı kararı ile davaya bakma görevinin İstanbul dışında birden fazla ağır ceza mahkemesi olan yerler için 2.Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu belirtilmiştir. HSYK"nun 15.01.2004 tarihli ve 2 sayılı kararı ile 1610 sayılı kararı kaldırılarak İstanbul için 8.Ağır Ceza, diğer iller için 2 nolu ağır ceza mahkemeleri ihtisas mahkemeleri olarak görevlendirilmiştir.
01.11.2005 tarihli ve 25983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 164.maddesinde de 5020 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı kanunun 24/2. maddesindeki düzenlemenin korunduğu, HSYK"nun 08.12.2005 tarihli ve 861 sayılı kararında da önceki kararlar ile 4389 sayılı Kanun yürürlükte iken belirlenen mahkemelerin, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun geçici 1.maddesi gereğince bu kanundan doğan davalara bakmaya devam etmelerine karar verilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar gözetildiğinde gerek 5020 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Kanunun 24/2. maddesi hükmü ve buna dayalı olarak alınan HSYK"nun 29.12.2003 tarihli ve 610 sayılı kararı, gerekse 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 164.maddesi ile HSYK"nun 08.12.2005 tarih ve 861 sayılı kararlarına göre atılı zimmet suçunda görevli mahkemenin İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi olduğu dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde esastan hüküm kurulması,
Kabule göre ise;
1. Dosya kapsamının incelenmesinde katılan bankanın cari hesaplar servisinde şef olarak görev yapmakta olan sanığın birçok mudi hesabından imzasız/sahte imzalı ve olmayan tediye fişleri ile usulsüz işlemler yaptığı, zimmeti gizlemek amacıyla mudiler adına fiktif hesaplar açarak bunları hesap cüzdanlarına işleyerek mudilere verdiği, hesaplarını kapatmak isteyen mudilere başka müşterilerin hesaplarından ödemeler yaptığı, hesabından zimmet yapılan müşterilerin para çekmek için şubeye müracaatları üzerine hesabında para bulunan başka bir müşteriye ait özlük bilgilerini bu müşteri adına değiştirmek suretiyle LOG değişiklikleri yaparak bu hesaplardan ödeme gerçekleştirdiği veya açtığı fiktif hesapların diğer banka personelleri tarafından farkedilmesini engellemek amacıyla özlük bilgilerinde (LOG) harf değişikliği yaparak aynı mudiye birden fazla özlük açtığı, zimmet yapılan hesap müşterilerinin mevduatlarını şubeden çekmelerini önlemek amacıyla yetkisiz olarak yüksek faiz oranları verdiği ve bu suretle toplam 861.184.458,425 TL"yi zimmetine geçirdiği iddiasıyla yapılan yargılamada tediye fişleri kullanılarak banka parasının zimmete geçirilmesinde fiilin, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi bakımından;
Tediye fişleri bulunamamış ya da bulunan tediye fişlerinde mudi imzası yok ise eylem basit zimmet;
Mudinin yanıltılarak veya kandırılarak imzalatılan boş bir tediye fişini kullanıp, mudinin bilgi ve talimatı olmaksızın hesabından para çekerek mal edinilmiş ise eylem nitelikli zimmet;
Tediye fişine mudi yerine sahte imzalar atmak suretiyle gerçekleştirilen işlemler ile ilgili olarak, fişler üzerindeki sahte imzaların ilk bakışta ve basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması halinde eylem basit zimmet, sahteciliğin aldatıcılık özelliğinin bulunması halinde ise eylem nitelikli zimmet suçunu oluşturacaktır.
Yukarıda anılan hususlar nazara alındığında, dosyada bulunan imzalı tediye fişleri üzerinde imza incelemesinin yapılmadığı anlaşılmakla; sanığın her bir işlemi tüm mudileri kapsar şekilde imza kartonetleri fiziki olarak dosyaya celp edildikten sonra, sanığın eylemlerinin gerçekleşen her bir işlem yönünden belirtilen kriterlere göre, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi, sahte imzalı tediye fişleri ile yapılan işlemler yönünden; mudilere ait hesap kartonetlerinde bulunan imzalarla sahte mudi imzası taşıyan fişlerdeki imzalar karşılaştırılıp aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının mahkemece saptanması, denetime imkan verecek şekilde tutanağa geçirilmesi, işlemlerin çokluğu ve duraksama halinde mahkemeye yardımcı olma ve
aydınlatma bakımından bankacılık işlemleri konusunda uzman bir bilirkişinin görüşüne başvurulup her bir işlem bakımından duraksamaya yer bırakmayacak şekilde, eylemlerin ayrı ayrı basit ya da nitelikli zimmet olup olmadıklarının tespit edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, imzalı tüm işlemler nitelikli zimmet kabul edilmek suretiyle eksik araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
2. 4389 sayılı Yasanın 22/3. maddesinde "meydana gelen zararın ödenmemesi halinde mahkemece re"sen ödettirilmesine hükmolunur" düzenlemesi gereğince meydana gelen zararın ödettirilmesine hükmedilmesi gerekirken, nitelikli zimmet kapsamında kaldığı ve ödenmediği belirtilen banka zararının üç katı adli para cezası miktarı kadar bedelin sanıktan alınarak katılana verilmesine karar verilmesi,
3. Ödettirilmesine karar verilen zararın fazla belirlenmesi sebebiyle fazla miktarda nispi harç ve nispi vekalete hükmedilmesi,
4. Sanığın mal edindiği kabul edilen dövizlerin zimmete geçirilme tarihleri itibariyle geçerli olan T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası’na çevrilerek hesaplanması gerekirken son işlem tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
5. 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihli yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.