Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/3476
Karar No: 2018/4166
Karar Tarihi: 04.05.2018

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/3476 Esas 2018/4166 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2018/3476 E.  ,  2018/4166 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 27.03.2018 tarih ve 2018/197 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 03.04.2018 tarih ve KYB-2018/27415 sayılı ihbarnamesi ile;
    Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 02/06/2017 tarihli ve 2017/147 soruşturma, 2017/1659 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı müteakip, şüpheli hakkında resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan iddianame düzenlenerek kamu davası açılması gerektiğinin anlaşıldığından bahisle bu yönde karar verilmesi talebi üzerine Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığının 02/06/2017 tarihli ve 2017/147 soruşturma, 2017/1659 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırılmasına ilişkin İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 05/10/2017 tarihli ve 2017/4724 değişik iş sayılı kararını takiben Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığınca, şüphelinin resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan cezalandırılması istemiyle düzenlenen 17/10/2017 tarihli ve 2017/6147 soruşturma, 2017/1742 esas, 2017/1721 sayılı iddianamenin iadesine dair Torbalı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/10/2017 tarihli ve 2017/473 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14/11/2017 tarihli ve 2017/1401 değişik iş sayılı kararının "şüphelinin ... plakalı araçla 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na aykırılık eylemi nedeniyle trafik idarî para cezası karar tutanağı düzenlenmesi esnasında kimliği hakkında yalan beyanda bulunduğu, esasen kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte delil de bulunduğu halde, eylemin 5236 sayılı Kanunun 40/1. maddesinde düzenlenen kabahat eylemini oluşturduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, ancak bilahare şüphelinin eylemi nedeniyle resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan kamu davası açılmasının gerektiği anlaşılarak, İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliğinden bu yönde karar verilmesinin talep olunduğu ve anılan Hâkimlikçe bu yönde karar verildiği, esasen meselenin şüphelinin kendi ifadesinde de ikrar ettiği eyleminin hukukî vasıflandırılmasından kaynaklandığı, başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilirken 5326 sayılı Kanun’un 40/1. maddesi gereğince bir uygulama yapılmaksızın bu kararın verildiği, her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar, İtiraz ve İddianamenin İadesi" başlıklı İkinci Kitap, İkinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 172 ve 173. maddelerinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı Cumhuriyet savcısı tarafından itiraz yolu öngörülmemiş olduğundan, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılması için Cumhuriyet savcısının sulh ceza hâkimliğine başvurması ve sulh ceza hâkimliği tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmış olmasının hukukî bir değer taşımadığı, şüpheli hakkında kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte yeterli delil bulunduğu hususunda bir tereddüt bulunmadığı sabit olduğundan, Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığınca hukukî nitelendirmeye bağlı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen dosyanın bilahare ele alınarak resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan 17/10/2017 tarihli ve 2017/6147 soruşturma, 2017/1742 esas, 2017/1721 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı, Torbalı 1. Asliye Ceza Mahkemesince 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 172/2. maddesinin “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz.” şeklindeki hükmünden bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” şeklindeki hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve gerekli hallerde yargılama sırasında toplanacak deliller, birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, iddianamenin iadesi sebepleri arasında olayımızdaki gibi bir sebebin mevcut olmadığı, mevcut delillerin kamu davasının açılması için yeterli olduğu, delillerin takdir ve değerlendirilmesinin mahkemesince yapılması gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
    Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar, İtiraz ve İddianamenin İadesi" başlıklı İkinci Kitap, İkinci Kısım, İkinci Bölümünde yer alan 02.01.2017 tarih ve 680 sayılı KHK‘nın 10. maddesi ile değişik 172/2. maddesi, “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hâkimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz“ hükmünü taşımakta olup, yine aynı Kanun‘un 173. maddesi uyarınca da kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlara yönelik olarak yalnızca “suçtan zarar gören“ yönünden itiraz hakkı bulunduğunun kabul edildiği, bu anlamda Kanun‘un 172/2. maddesinde belirtilen şartların gerçeklemesi hali dışında, Cumhuriyet Savcısının kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik olarak mercii Sulh Ceza hakimliklerine itirazda bulunmasının ve Sulh Ceza Hakimliğinin de Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı kaldırmasının hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu açıklamalar ışığında, incelenen dosya içeriğine göre; başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan şüpheli ... hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığının 02.06.2017 tarih ve 2017/147 Soruşturma-2017/1659 Karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararının müteakip, herhangi yeni bir delil elde edilmediği halde, şüpheli hakkında resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan iddianame düzenlenerek kamu davası açılması gerektiğinin anlaşıldığından bahisle, Cumhuriyet Savcısının bu yönde karar verilmesi talebi üzerine İzmir 3. Sulh Ceza Hâkimliği‘nin 05.10.2017 tarih ve 2017/4724 Değişik iş sayılı kararı ile Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığının 02.06.2017 tarih ve 2017/147 Soruşturma-2017/1659 Karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararının kaldırılmasının hukuken mümkün bulunmadığının anlaşılması karşısında, Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 17.10.2017 tarih ve 2017/6147 Soruşturma-2017/1742 Esas sayılı iddianamesinin iadesine dair Torbalı 1. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 23.10.2017 tarih ve 2017/473 iddianame değerlendirme no‘lu kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi‘nin 14.11.2017 tarih ve 2017/1401 D.İş sayılı kararına karşı kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki istem yerinde görülmediğinden REDDİNE; 7201 sayılı Tebligat Kanunu‘nun 11. maddesinin “vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır“ hükmüne aykırı olarak, Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığının 02.06.2017 tarih ve 2017/147 Soruşturma-2017/1659 Karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararına ilişkin tebligatın, dosyada vekaletnamesi bulunan müşteki vekili Avukat ... yerine, MERNİS adresinde müştekiye yapılmasının usulsüz olduğu, bu itibarla kesinleşmeyen karar yönünden müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 04.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi