13. Ceza Dairesi 2019/12521 E. , 2019/16855 K.
"İçtihat Metni"İTİRAZ
Hırsızlık, resmi belgede sahtecilik ile başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçlarından sanık ... hakkında yapılan duruşma sonunda; sanığın mahkumiyetine ilişkin Aydın 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 31.05.2016 tarih ve 2016/186-412 E.-K. sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 14.02.2017 tarih ve 2017/170-1199 E.-K. sayılı ilamı ile hırsızlık suçu yönünden onanmasına, diğer suçlar yönünden ise bozulmasına karar verildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 05.11.2019 tarih ve 2019/89886 sayılı yazısı ile özetle, “sanığın tekerrüre esas alınan Alanya 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27.10.2011 tarih ve 2011/310-604 E.-K. sayılı ilamının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 22.06.2016 tarih ve 2016/3453-8352 E.-K. sayılı ilamı ile esastan incelenerek yeniden karar verildiği, bu nedenle tekerrüre esas alınan ilamın, suç tarihi olan 20.12.2015 tarihinden sonra 22.06.2016 tarihinde kesinleşmiş olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağı, hüküm fıkrasından TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılarak Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/622 Esas ve 2012/1054 Karar sayılı ilamına konu 6 ay 20 gün hapis cezasına ilişkin mahkumiyetinin tekerrüre esas alınması gerektiği” belirtilerek itiraz talebinde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hırsızlık suçuna ilişkin olarak 05.11.2019 tarih ve 2019/89886 sayılı itiraz istemi yerinde olduğundan KABULÜ ile;
Dairemizin 14.02.2017 tarih ve 2017/170-1199 E.-K. sayılı kararının hırsızlık suçuna ilişkin (I) numaralı bendinin kaldırılarak yeniden yapılan incelemede;
I-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın tekerrüre esas alınan Alanya 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27.10.2011 tarih ve 2011/310-604 E.-K. sayılı ilamının Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 21.03.2013 tarih ve 2013/4875-9255 E.-K. tevdii kararı ile 21.03.2013 tarihinde kesinleşmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı üzerine anılan tevdii kararının kararının kaldırılarak bu sefer Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 22.06.2016 tarih ve 2016/3453-8352 E.-K. sayılı ilamı ile esastan incelenerek yeniden karar verildiği, bu itibarla; tekerrüre esas alınan ilamın suç tarihi olan 20.12.2015 tarihinden sonra 22.06.2016 tarihinde kesinleşmiş olması nedeniyle tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından TCK"nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılarak yerine, “Sanığın Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 22.06.2015 tarihinde kesinleşen, 27.09.2012 tarih, 2011/622 Esas ve 2012/1054 Karar sayılı ilamı ile mükerrir olduğu anlaşıldığından TCK"nın 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına,” şeklinde yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.