10. Ceza Dairesi 2018/204 E. , 2018/2857 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 16/02/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının düşürülmesine dair Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28/09/2017 tarihli ve 2017/354 esas, 2017/650 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 26/02/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla ...:
1- Şüpheli hakkında, 11/11/2015 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 22/12/2015 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca erteleme süresi zarfında tedavi ve denetimin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar uyuşturucu madde kullanması veya kullanmak için bulundurması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunda uyarılmasına karar verildiği, bu kararın 18/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin bu karara itiraz etmediği,
2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin de 18/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin bu çağrıya uyarak Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne 19/01/2016 tarihinde müracaat edip tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı, ancak daha sonra şüphelinin erteleme süresi zarfında 15/06/2016 tarihinde tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinden bahisle erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28/09/2017 tarihli ve 2017/354 esas, 2017/650 sayılı kararı ile "...sanık hakkında verilen denetimli serbestlik tedbirinin kesinleşmeden infaza verildiği ve yargılama koşulunun gerçekleşmediği..." gerekçesiyle, “kamu davasının düşürülmesine” ve “dava açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edildikten sonra infaz işlemlerinin yapılmasına” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "5721 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde düzenlemeler karşısında, somut olayda mahkemesince açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davası açılmasının ertelenmesi koşullarına uygun sonuç ve biçimde değerlendirilme yapılmak üzere dosyanın Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, düşme kararı verilerek dosyanın kesin olarak sonuçlandırılmasında isabet görülmemiştir." denilerek, Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28/09/2017 tarihli ve 2017/354 esas, 2017/650 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında;...Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,... hâlinde, hakkında kamu davası açılır. " hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda şüpheli hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının 18/01/2016 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, şüphelinin hiçbir aşamada bu karara karşı itiraz etmediği ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin de aynı tarihte tebliğ edilmesini müteakip Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne hemen ertesi gün 19/01/2016 tarihinde müracaat edip tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı,
Ancak daha sonra, şüphelinin erteleme süresi zarfında 15/06/2016 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullandığına ilişkin olarak soruşturma başlatılması üzerine, erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı, bu hali ile şüphelinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kendisine tebliğ edilip hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığını öğrendikten sonra itiraz yoluna başvurmadan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı, ancak erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığı iddiası ile soruşturma başlatıldığı anlaşılmakla, TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca kamu davası açılma koşulları oluştuğundan, “sanık hakkında verilen denetimli serbestlik tedbirinin kesinleşmeden infaza verildiği ve yargılama koşulunun gerçekleşmediği” şeklindeki dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Ayrıca, somut olayda, mahkemece “kamu davasının düşmesine” karar verilerek, CMK’nın 223. maddesinde sayılıp davanın esasını çözen karar türlerinden “düşme” kararı ile yargılama sonlandırıldığı ve "düşme” kararının sonucu olarak sanığın bütün yükümlülüklerinin ortadan kalkması gerektiği halde, "düşme" kararı verildikten sonra ayrıca “dava açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edildikten sonra infaz işlemlerinin yapılmasına” karar verilerek hüküm karıştırıldığından, kararın infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığı iddia edilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılan ve hakkında dava açılan şüpheli hakkında her iki suça ilişkin deliller birlikte değerlendirilerek erteleme süresi zarfında işlendiği iddia edilen ikinci suça ilişkin olarak mahkûmiyete yeterli delil bulunup bulunmadığı tespit edilip bu ikinci suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olduğuna kanaat getirilmesi halinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen ilk suça ilişkin olarak yargılama şartı gerçekleşmiş olduğundan yargılamaya devamla ilk suça ilişkin davanın esası hakkında bir hüküm verilmesi gerektiği,
Aksi durumda ise, yani erteleme süresi zarfında işlendiği iddia edilen ikinci suça ilişkin olarak mahkemece mahkûmiyete yeterli delil bulunmadığına kanaat getirilmesi halinde ise, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde yer alan, erteleme süresi zarfında “tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma veya uyuşturucu madde kullanma” koşulları gerçekleşmemiş olacağından, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilen ilk suça ilişkin olarak yargılama şartı bulunmadığı gözetilerek, bu aşamada yargılama şartının gerçekleşmesi beklenmek üzere CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerekirken; “kamu davasının düşmesine” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “dava açılmasının ertelenmesi kararı sanığa tebliğ edildikten sonra infaz işlemlerinin yapılmasına” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan, hükmün karıştırılması halinde mahkemenin iradesi açık şekilde ortaya çıkmadığı için kazanılmış haktan da söz edilemeyeceğinden, kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçe ile yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 28/09/2017 tarihli ve 2017/354 esas, 2017/650 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 22.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.