14. Hukuk Dairesi 2015/18741 E. , 2018/4553 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.08.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 17.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 25 parsel sayılı taşınmazı lehine davalıya ait 24 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı tarafa yargılama aşamasında kayden intikal ettiği gerekçesiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olaya gelince, aleyhine geçit kurulması talep edilen 24 parsel sayılı taşınmaz yargılama sırasında 29.05.2015 tarihinde ... ve nüfus kayıtlarına göre davacının eşi olan...tarafından satın alınmış, davacı vekili 15.06.2015 tarihli dilekçesi ve 17.09.2015 tarihli celsedeki beyanıyla davalıya ait taşınmazın satın alındığını, davanın konusunun kalmadığını bildirmiş, bunun üzerine mahkemece karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de yukarıda değinilen ilkelere göre yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken davalıya yükletilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, gerekçeli kararda taraflarla ilgisi olmayan davalı ...nin yüzüne karşı hüküm kurulduğunun yazılması, yine davayla alakası olmadığı halde “yüklenici” den bahsedilmesi isabetsizdir.
Mahkemece, değinilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
18.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.