20. Hukuk Dairesi 2017/790 E. , 2018/5806 K.
"İçtihat Metni"..........
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının A 11 blokta bulunan 37 nolu dairenin maliki olduğunu, davacı yönetime 2013-2014 yıllarına ait birikmiş aidat borçlarını ödemediğini, davalı borçlunun bu borçlarını ödememesi nedeniyle aleyhine ......... 2014/13262 E. sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını ancak davalı borçlunun borca ve ferilerine apartman yönetimi genel kurul toplantılarına katılamadığını ve işletme projesinin kendisine tebliğ edilmediği gerekçesiyle itiraz ettiğini, bu itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, iptali gerektiğini tüm bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına, haksız ve kötüniyetli yapılan itiraz nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; icra inkar tazminatına hükmedebilmek için, alacağın likit olmasının gerektiği, likit alacaktan bahsedebilmek için borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirleyebilecek bütün unsurların bilinmesi veya bilinebilecek durumda olması gerektiği, somut olayda, davalının ödemediği aidat miktarının dayanak icra dosyasındaki asıl alacak miktarı olan 5.746,00.-TL"lik (Mahkeme hakimi tarafından hesaplanan) alacak yönünden sabit olduğu, bu miktar yönünden borcun likit olduğunun kabulü gerektiği gerekçesi ile;
1-.........takip sayılı dosyasındaki 8.198,90.- TL alacağa davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına,
2-5.746,00.- TL"nin %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kat mülkiyetinden kaynaklı ortak giderin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve kurulan hüküm bilirkişi raporuna dayandırılmış ise de; mahkemece yapılan inceleme hüküm kurmak için yeterli olmayıp alınan bilirkişi raporu da hüküm kurmaya elverişli tespitler içermemektedir. Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıç gününün açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan düzenleme; işletme projesi ise işletme projesinin davalıya tebliğ edildiği tarih, kat malikleri kurulu kararı ise bu kurula davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği ya da başka
........
bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu da yoksa hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih esas alınmalıdır. Buna göre; davalının aidat ve mantolama bedeline ilişkin borcunu öğrendiği günün açıkça belirlenmesi, icra takibinden önce öğrenmediği saptandığında gecikme tazminatının ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlatılması gerekirken, bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan borcun ait olduğu aydan itibaren gecikme tazminatının hesaplanması doğru görülmemiştir. Buna göre; ehil ve yeterli mali müşavir bilirkişiden alınacak rapor doğrultusunda, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri de birlikte değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik ve yetersiz incelemeyle karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Mahakemeleri Kanununun 297/2. maddesi; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü amir olup, hüküm fıkrasının tarafların taleplerini karşılayacak şekilde açık ve maddeler halinde infazda tereddüt yaratmayacak şekilde oluşturulması gerekirken, anılan kanun hükmüne aykırı olacak şekilde, "hüküm" fıkrasının (1) nolu bendinde, "........sayılı takip dosyasındaki 8.198,90.- TL alacağa davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına, " şeklindeki ibare ile, yukarıda anılan 297. madde hükmüne aykırı ve infazda tereddüt uyandıracak şekilde, faizi de içeren toplam 8.198,90.- TL üzerinden hüküm kurulması, takibe hangi asıl alacak kalemleri ve ne miktarda faiz tutarları üzerinden devam edileceğinin ve icra inkar tazminatının ise belirlenecek bu asıl alacak kalemlerinin hangisi/hangileri üzerinden %20 tutara isabet ettiğinin belirtilmeksizin, infazda tereddüt yaratabilecek tarzdaki ifadelerle hüküm kurulması, hüküm fıkrasının açık, şeffaf, uygulanabilir ve gerekçe ile uyumlu olma, talepleri tek tek karşılama ilkesine aykırı olması nedeniyle ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/09/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.