20. Hukuk Dairesi 2017/2208 E. , 2018/5805 K.
"İçtihat Metni"..................
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, üst kat komşusu olan davalının banyosundan pis su sızması nedeniyle mağduriyet yaşadığını, mahkemenin ........... sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, ancak davalının davacıya verdiği zararı karşılamadığını, tamir de yaptırmadığını, müvekkili davacının 77 yaşında yaşlı ve yalnız yaşayan bir kadın olduğunu, evinde meydana gelen bu olumsuz durumun elem ve üzüntü yarattığını, her gün pis su temizlemekten ve evin kokması yüzünden uyuyamadığını, yemek yiyemediğini güçsüz kalarak hasta olduğunu, davalının meydana getirdiği zarar ve bu zararı giderme konusundaki tutumu ile davacının sağlıklı yaşama hakkının ihlal edildiğini beyan ederek; müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararın karşılanması için fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 2.000,00 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve tespit dosyası gideri olan 662,90-TL"nin tespit tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tashiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; bilirkişi ek raporunda davacı tarafın 150,00 TL maliyetle maddi zararını giderilebileceğin tespit edildiği, manevi tazminat yönünden ise davalı tarafın tespit yapılıp dava açıldıktan sonra ilgili eksiklikleri giderdiği, zamanında gidermeme nedeniyle manevi anlamda yıpratıcı bir duruma sebebiyet verdiği ancak sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabul, kısmen reddine, maddi tazminat yönünden 150,00 TL"nin kabulüne, 1.850,00 TL"nin reddine; manevi tazminat yönünden 500,00 TL"nin kabulüne, 2.500,00 TL"nin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üst kattan bağımsız bölüme su sızması nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararın olay tarihinden itibaren tazmini ile tespit dosyası giderlerinin tespit tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tashili istemine ilişkindir.
Buna göre;
1-Manevi tazminat davası yönünden;
Maddi tazminata ilişkin istemler Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında, manevi tazminata ilişkin istemler ise genel hükümler çerçevesinde incelenmelidir. Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl olup özel bir kanun hükmü ile hangi mahkemede görüleceği açıkça belirtilmeyen bütün dava ve işler asliye hukuk mahkemelerinde görülür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2/1. maddesi uyarınca, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Manevi tazminat istemi, şahıs varlığı haklarına ilişkin olup, davanın bu niteliğine göre davaya bakma
......
görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan, mahkemece, manevi tazminat talebi yönünden dosyanın tefrik edilerek görevsizlik kararı ile asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi gerekirken, manevi tazminat istemine ilişkin talep hakkında görevsizlik kararı verilmeyip işin esasına girilerek "davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi" yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Maddi tazminat davası ve tespit dosyası giderleri yönünden;
Davacının Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine dayanarak dava açtığı anlaşılmakla, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun Ek 1. maddesindeki, "Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir." hükmü uyarınca maddi tazminata ilişkin davalarda görevli mahkeme sulh hukuk mahkemeleridir. Buna göre, tarafların talepleri tek tek tespit edildikten ve tüm delilleri toplandıktan sonra, oluşacak sonuca göre hüküm kurulmaması; öte yandan 6100 sayılı Hukuk Mahakemeleri Kanununun 297/2. maddesindeki; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmüne uygun olarak, hüküm fıkrasının tarafların taleplerini karşılayacak şekilde açık ve maddeler halinde infazda tereddüt yaratmayacak şekilde oluşturulması gerekirken, anılan kanun hükmüne aykırı olacak şekilde, tespit dosyası giderleri yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmayarak, eksik ve yetersiz inceleme ile sadece maddi tazminat istemi yönünden "kısmen kabul ve kısmen red" yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/09/2018 günü oy birliği ile karar verildi.