11. Hukuk Dairesi 2019/2446 E. , 2020/604 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ...4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/03/2018 tarih ve 2016/468 E- 2018/92 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ...Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 15/03/2019 tarih ve 2018/932 E- 2019/277 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2000/03495 sayılı “SANTA LUCİA S+ŞEKİL” ibareli davalı Kurum nezdinde tescilli markanın sahibi olduğunu, davalı şirketin 2015/76123 numarası ile “PASTA LUCİA” ibareli adına tescili için davalı Kuruma başvuruda bulunduğunu, başvuruya yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK’in 10/10/2016 tarih 2016-M-9693 sayılı kararında yer alan “başvuru sahibinin adına tescilli 2008/57524 sayılı “PASTA LUCİA” ibareli markası ve markaların bütünü ile bıraktıkları izlenim itibarıyla karıştırılabilecek derecede benzer bulunmadığı” gerekçesi ile reddedildiğini, davalı şirket adına tescilli 2008/57524 sayılı “PASTA LUCİA” ibareli markanın müvekkili tarafından açılan dava sonucunda Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/458 E.-2013/384 K. sayılı kararı ile hükümsüz kılındığını, bu kararın ise Yargıtay 11. H.D.sinin 2013/16860 E.-2014/6144 K. sayılı ilamı ile onandığını, mahkeme kararı ve onama ilamının YİDK itirazı sırasında Kurula sunulduğunu, bu nedenle davalı şirket adına tescilli olduğu belirtilen 2008/57524 sayılı markanın davaya konu marka başvurusu bakımından davalı şirkete hak sağlamadığını, davalı şirket marka başvurusunun müvekkili adına tescilli “SANTA LUCİA S+ŞEKİL” ibareli marka ile ayırt edilemeyecek derecede benzer ve karıştırılma ihtimali olduğunu, davalı şirketin de aynı mal/hizmet sınıfında marka tescil talebinde bulunduğunu, her iki markadaki asli unsurun “LUCİA ibaresi olduğunu, “PASTA” ibaresinin ise değişik dillerde “makarna” anlamına gelip davalı şirket markasına ayırt edicilik katmadığını, davalı firmanın da makarna üreticisi olduğunu ve tescilini talep ettiği markayı bu ürünler üzerinde kullanacağını, davacının bu
markayı tesadüf olarak seçmediği gibi davacının müvekkiline ait “SANTA LUCİA” ibareli markayı da bir çok kez tescil ettirmek için başvuruda bulunduğunu, bu nedenle davalı şirketin kötü niyetli hareket ettiğini, müvekkilinin marka itibarından yararlanma amacı ile marka tescil talebinde bulunulduğunu, davalı şirket markasının müvekkili şirketin seri markasıymış gibi izlenim yarattığını, müvekkilinin markasının da “PASTA SANTA LUCİA” olarak kullanıldığını, müvekkilinin markasının tanınmış olması sebebiyle davalı şirket markasının mal/hizmetler yönünden iptali gerektiğini, davalı şirket markasının tescilinin müvekkilinin markasının sulandırılmasına neden olacağını, başvurunun haksız rekabet anlamında da iltibasa sebebiyet verdiğini ileri sürerek, YİDK’in 10/10/2016 tarih 2016-M-9693 sayılı kararının iptaline, davalı şirketin 2015/76123 sayılı markasının tescili halinde hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, davacı markasındaki “SANTA” ibaresi ile diğer davalı başvuru markasındaki “PASTA” ibarelerinin görsel ve sesçil olarak markaları birbirinden ayırdığını, markaların kavramsal ve şekilsel olarak değerlendirildiğinde de iltibas ihtimalinin bulunmadığını, markaların ortalama düzeydeki tüketiciler tarafından karıştırılmayacağını, markalar benzer olmadığından davacının tanınmışlık iddiasının haklı olmadığını, kötü niyet iddialarının da hukuka uygun olmadığını, YİDK kararının usule ve hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının marka görseli ile müvekkilinin marka görselinin birbiri ile ilgisi bulunmadığını, yazım karakterlerinin de birbirine benzemediğini, müvekkilinin tasarımının ayrıca 2016/02866 tescil numarası ile tescilli bulunduğunu, davacının belirttiği mahkeme kararı ile dosyanın bir ilgisi olmadığını, davacı ile müşteri portföylerinin de birbiri ile aynı olmadığını, davacının tanınmışlık iddiasının ispat edilmesi gerektiğini, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “PASTA LUCİA+ŞEKİL” ibareli başvuru markasıyla davacının "SANTA LUCİA S+ŞEKİL" ibareli tescilli markası arasında görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde davalının “PASTA LUCİA+ŞEKİL” başvuru markasını gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden bunun davacının "SANTA LUCİA S+ŞEKİL" ibare ve biçimli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, başvuruya konu olan markanın kapsamındaki mallar ile davacının markasının kapsamındaki malların aynı olduğu, taraf markalarının idari ve ekonomik açıdan birbirleriyle bağlantılı, işletmesel kökenlerinin aynı olduğu konusunda ortalama düzeydeki tüketici kesiminde bir yanılgı yaşanabileceği, 556 sayılı KHK"nın 8/1 maddesindeki koşulların oluştuğu, YİDK kararında geçen 2008/57524 sayılı davalı markasının Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/458 Esas, 2013/384 Karar sayılı kararı ile hükümsüzlüğü yönünden dava görülüp nihayetinde markanın hükümsüzlüğüne de karar verildiği ve taraflar arasında davalının bu markası yönünden ihtilaf çıkarıldığından kazanılmış hak söz konusu olamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, TPMK"nın 2016-M-9693 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu 2015/76123 sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
...Bölge Adliye Mahkemesince, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 21/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.