16. Hukuk Dairesi 2016/14938 E. , 2019/8766 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 122 ada 31 parsel sayılı 243.583,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., taşınmazın bir bölümü hakkında, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünde davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açtığı halde, yöntemince zilyetlik araştırması yapılmamış, taşınmazın niteliğinin belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğraflarından yararlanılmamış, komşu parsel kadastro tutanakları ve senetsiz araştırması yapılmamış, yerel bilirkişilerin soyutluk nitelikteki, bir biriyle uyumlu olmayan beyanlarına ve tanık anlatımları ile taşınmaz bölümünün kullanım durumunu ve toprak yapısını açıklama bakımından yetersiz, denetime elverişli olmayan zirai bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, komşu parsel kadastro tutanakları ve varsa dayanak belgeleri getirtilmeli, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde belgesiz zilyetlik nedeniyle tespit edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü ile Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak belirlenmeli, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin, farklı zaman diliminde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç adedi Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, bu şekilde dosya tamamlandıktan sonra; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte; usulünce zilyetlik araştırması yapılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi tarafından hava fotoğrafları üzerinde inceleme yapılarak, çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı, imar-ihyaya muhtaç olup olmadığı ve zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın kime ait olduğu, öncesinde kim tarafından kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, önceki niteliğinin ne olduğu, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi, öncesinde nasıl kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında doğacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan, taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, zilyetlik süresi, toprak yapısı, niteliği, bitki örtüsü, kullanım durumu ile ilgili komşu taşınmazlarla mukayeseli olarak değerlendirmeyi içerir, ayrıntılı ve fotoğraflarla desteklenmiş gerekçeli rapor alınmalı; teknik bilirkişiye, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar göz önüne alınmaksızın eksik incelemeye dayanılarak hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; dava konusu yer, fen bilirkişi raporunda (B) harfiyle 20.057,33 metrekare yüzölçümlü olarak gösterildiği halde, hükümde 19.000 metrekare olarak yazılması ve bilirkişi raporuna atıf yapılmaması da isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.12.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.