11. Ceza Dairesi 2016/8914 E. , 2018/4147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme mercii Yargıtay"ın ilgili dairesi olduğundan, mahkemenin 29.02.2016 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede;
Yokluğunda verilen hükmün sanığın mernis adresi olan "..." adresine 02.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği, ancak Uyaptan yapılan sorgulamada sanığın mernis adresinin iç kapı numarasının "1" olması nedeniyle yanlış yazılmasından dolayı yapılan tebliğin usulsüz olduğu anlaşılmakla, öğrenme üzerine sanığın temyizinin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Sanığın suça konu çekleri kullandığı ve suç ortağı olduğu iddia edilen diğer sanık ... ile birlikte nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılandığı Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/111 Esas, 2010/413 Karar sayılı kararının Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 2015/1309 esas, 2015/2692 karar sayılı ilamı ile bozulduğu, mahkemenin bozma ilamı sonrasında verdiği 13.04.2017 tarih, 2015/321 Esas, 2017/139 Karar sayılı kararının ise Dairemizin 05.02.2018 tarih, 2017/17172 Esas, 2018/853 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmakla, tebliğnamede bu dosya ile mevcut dava dosyasının birleştirilmesi yönünde bozma isteyen düşünceye iştirak olunmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5237 sayılı TCK"nın 43. maddesine göre "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, mevcut dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, somut olayda suça konu çeklerin müştekilere farklı zamanlarda verildiğine ve dolayısıyla sahtecilik eyleminin farklı tarihlerde yapıldığına dair delil bulunmaması nedeniyle eylemin kül halinde 5237 sayılı Yasanın 204/1. maddesinde öngörülen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı, ancak sanığın güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge çeşitliliği dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK"nın 43. maddesi uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
2-13,00 TL"den ibaret yargılama giderinin inceleme tarihi itibariyle 6183 sayılı Amme Alacaklılarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan (20,00 TL"den) daha az olmasına rağmen sanıktan tahsiline karar verilmesi,
3-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 03.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.