7. Hukuk Dairesi 2013/21822 E. , 2014/7287 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Tarihi : 26/03/2013
Numarası : 2012/383-2013/274
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 15.11.1997-30.12.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, askere gitmek için işten ayrıldığını, askerlik sonrası yeniden işe başlamak için işverene başvurduğunu, talebinin reddedildiğini, fazla mesai ve izin ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ve asker dönüşü işe almama tazminatı alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, 15.11.1997-30.12.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını, davacının performansının düşük olması, işverenin güvenini sarsıcı davranışlarda bulunması, şube çalışanlarınca davacının savruk ve dağınık çalıştığının bildirilmesi, davacı hakkında ceza soruşturması bulunması nedenleriyle davacının askerlik sonrası işe alınmadığını, davacının tüm haklarının eksiksiz ödendiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş akdinin askerlik nedeniyle feshedilmesi nedeniyle davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, davacının yıllık izinlerinin kullandırıldığının ve ödendiğinin ispat edilemediği, davalı savunmalarının ispat edilememesi nedeniyle davacının 4857 sayılı Yasanın 31.maddesinde düzenlenen asker dönüşü işe başlatmama tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda; davalı tarafça davacıya fazla mesai ücretlerinin ödendiğine dair banka kayıtları sunulmuş olup Mahkemece süresinde dosyaya sunulmadığından ödemelerin dikkate alınmadığı ilk rapora göre hüküm kurulduğu karar gerekçesinde gösterilmiş ise de; ödeme savunması borcu sona erdiren bir neden olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Bu nedenle fazla mesai ödenmesine ilişkin banka kayıtlarının dikkate alınması ve davacıya yapılan fazla mesai ödemelerinin davacının tanık beyanlarına göre hesaplanan fazla mesai alacağından mahsubu ile hüküm kurulması gerekir. Fazla çalışma alacaklarının ödemelerin mahsup edildiği ek bilirkişi raporuna göre hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.